Web Zaman Damgası

İmdatlar

Nerededir şimdi bilinmez ya güneşin sahici şeffaflığı tenimde
Kar tanelerinde açan gülücüklerim yanaklarımda
omuzlarımda geceyi kıskandıran saçlarım
Nerdedir tadım tuzum bilinmez ya

Böylemi girecektim geceye
Yaşamın kıyısından düşerek mi
Sağanağa mı tutuldum yoksa beyaz kanatlarını yolarak düşlerimin
şarap kızılı akşamlara mı
tadım tuzum feleğin sillesinden fena yedi
çıkmazı aldanmışlıklarımın demir atmış yarınlarımın kör dizaynına

aylardan eylül, kasım ne fark eder
kılavuzum hep o gönlümün damındaki çığlık çığlığa yaşlı martı
susuyor denizler gözlerini yumuyor yakamozlar
geceden düşüyor şavkı kan kırmızı ayın çehresinden yangınlar
vaktin akordu hep üzerime hıçkırık kusuyor
ölüyor içimde bir bir güvercinler
artık pencereme uğramıyor serçeler
çocuklar bakkal dönüşümü beklemiyor
perdeleri kapanıyor gençlik çağımın daha yolun en başından giderayak
ufkumun mavi limanlarına ağırlığınca destursuzluğu bulaşıyor kan tomurcuklarının
fütursuzca şahlanıyor gönlümün ala bulanık damında
hiç dinmiyor imdatlar
yorulmak nedir bilmiyor
paramparça olmuş ruhuma doymuyor
inadına kan istiyor kefene sardığı gençliğimden can istiyor….



Filiz Kalkışım Çolak