"SEVİŞME VAKTİYDİ ADAMIN ÖLÜMLE…" isimli şiir 29.7.2020 14:04:14 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Yolda rastladığı mutluluk ötesi panorama Ölüm girdabı gibi yansıyordu yitik adama İki aile, dört çocuk; Kahkahaları bile ölüm kokuyordu onun bitik tarafına, Ona göre çoktu bu kadarlık mutlu manzara !...
Umutları uzak kalmıştı adamın öylesi mutluluğa Önce çok sevdiği ilk aşkı olan ilk eşi Sonra ilk aşkından iki çocuk ki, canı gibi sevdiği Kurtulamamışlardı deprem gazabından hiç biri ! Borç batağıyla denize gömülen bir iş yeri, Ve bir de vücudunu terk edip giden ayağının diğeri Deprem de hepsi, ama hepsi üst üste gelmişti…
Altüst ediyordu eze eze yüreğini, Gözüne çarpan yabancı mutlulukların hepsi. Ölen mutluluklarını hatırlatıyordu mutlu yüzler kendine, Dayanamazdı bu denli göreceli olunca Ve kaçtı o gördüğü mutluluklardan topallaya topallaya Küçük bir ormanın güneş öksüzü karanlıklarına…
Adam yapayalnızdı, kimse yoktu Yüreğinde ki hıçkırıklarla kol kola dolaşıyordu Aniden bardaktan boşalırcasına Gözleri yanaklarına yağmaya koyuldu ! Gülüverdi arkasından anlamsızca Kronik mutsuzluğu ona kan öksürtüp duruyordu !…
Katil duyguların kıskacındaydı belli ki adam ! Yürüyordu topalsı makamlar fısıldarken ayaklarından Tanrı terk etti diye düşünüyordu galiba kendini Bölüp çıkarıyordu bugününden dününü İki ayrı kişilik oluşmuştu onun içinde Yüreği sırılsıklam olanıydı biri, Yüzü gizemce güleniydi diğeri !…
Ana baba günündü ruhunun kapsam alanı Çok mağlubiyetlerin galibiyet açlığı, Az galibiyetlerini çoktan yemiş bitirmişti Derinlerine sızmıştı açlık birikintileri Su kaçırıyordu ömrünün köhne teknesi !…
Bir ıhlamur ağacı altına oturdu Bin bir türlü acıların meydan savaşını yaşıyordu Ormandan çıt çıkmıyordu Uzandı adeta bir fısıltı gibi yere Gri bir kahır örtüsü yapıştı hemen ölüm gibi üzerine En büyük acıların kara pençesinde İtişip kakışacaktı adam ölüm elçisi gelince!...
Gözlerini dünyaya bir açıp, bilinmeyenli yıllara kapadı Hayata nihai solukluk bir selam çaktı Canının finişinden sonra o sonsuza uçacaktı Bir çırpınıp sonra terki diyara doğru kanat açtı Varlığını uğursuz bir rüzgarın peşine taktı. Yorgun bir iç savaşın yenilgisiyle eskimişti, Can biten elinden bir ilaç kutusu yuvarlanıverdi !!!...
Vakit bilinmez niceydi Ruhların sonsuzluklara uçtuğu nankör bir geceydi ! Adamın dumanlı cesedi üzerine yapraklar üşüşmüştü O şu an, hiç olamadığı kadar dingindi Geniş yapraklar onun etrafını bir çelenk gibi çevirdi...
Bu ilk sevişme anı olmuştu adamın ölümle ! Kavuşmuştu arzu ettiği sevdiklerine… Diş gıcırdatıyordu ay ışığı sonsuz bir öfke seliyle, Solgun dallar arasından aydınlıklarını hızla çakarken yere. Yıldızlarsa, ha bire kayıyorlardı kan ter içinde ! Yetişmek için bu bahtsız cenaze törenine !…
Alıp götürdüler adamın ruhunu sonra hep birlikte Bırakmamışlardı o’nun ölüsünü kaderin kancık ellerine Dünyada ki bütün acılardan ve sevgilerden nikah atıp, Kendini biriktirmiş olarak böylesi bir evliliğe, Çekip gitmişti adamın ruhu ölümünün düğününe !!!...
İ.HAKKI GÜRCANOK
ŞİLE
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.