"AY IŞIĞINA ŞARKILAR (isimli kitabımdan seçme AŞK şiirleri)" isimli şiir 9.2.2018 12:45:50 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
AY IŞIĞINA ŞARKILAR (isimli kitabımdan seçme AŞK şiirleri)
9.2.2018 12:45:50
1 Aşka Dair
Ey benim ay ışığı kadar güzel sevdiğim Sen de ay ışığı gibi beni terkedip gitme
1
Gittin Ya
Gittin aynalarda silindi yüzün kalbimi ateşe yakışım ondan içimde sızılar gözümde hüzün böyle melûl-mahzun bakışım ondan
gittin ya yaprak döktü sevgi ağacı inleyen dalında ince bir sancı gittin ya şimdi her yer bana yabancı kendimi dağlara vuruşum ondan
gittin boyun büktü güller gülşenler gittin ya sarardı soldu bahçeler uzak diyarlara göçtü serçeler esen yele haber soruşum ondan
gittin ya tükendi mavi aydınlık gittin ya şimdi her yer karanlık mevsimler yüzüme gülmüyor artık böyle garip garip susuşum ondan
kalmadı bir umut tükendi neşem vakitsiz boynunu büktü menekşem yüzünü görmeden ölmek endişem böyle boynu bükük duruşum ondan
2
Günüm güneşim ol, ısınacağım
Günüm güneşim ol, ısınacağım Ümit duvarım ol, yaslanacağım Sevgi yağmurum ol, ıslanacağım Gül kokun bir ömür tenimde kalsın
Sen uykuysan ben gördügün düş olam Sen yuvaysan ben bir yavru kuş olam Ağlar isen yanağında yaş olam Gözlerin bir ömür gözümde kalsın
Gel sevgilim ol benim, düş kaçağım Göğsüne başımı yaslayacağım Kalbimin içinde saklayacağım Özlemin bir ömür gönlümde kalsın
Bir dünya sun bana tutunacağım Gönlümü sevginle avutacağım Bütün ihanetleri unutacağım Ellerin bir ömür elimde kalsın
Sevgi mırıldayan nehirler gibi Derin uykularda şehirler gibi İsminki dualar şiirler gibi Ölünceye kadar dilimde kalsın
3
Kimi Sevsem Sensin
Bahar sensin, bahçe sensin, gül sensin şiir sensin, mısra sensin, dil sensin ateş sensin, duman sensin, kül sensin hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin
baharda tomurcuk nazlı çiçeksin ömrümü önüne serdiğim renksin uğruna canımı verdiğim cenksin hangi yana vursam, kime gitsem sensin
Arım sensin, çecim sensin, balım sen bahar sensin, çiçek sensin, dalım sen ipek sensin, şalım sensin, alım sen hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin
Gül gülşenler senindir, sen benimsin dünya alem senindir, sen benimsin aşk-ı nağme senindir, sen benimsin hangi yana vursam, kimi sevsem sensin
Başımı önüme eğer giderim Bir daha gelirsem yeminim olsun Bunca çektiğime kader mi derim Bir daha seversem yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun
Taşlardan taşlara vursan da başın Gökleri delse de her yakarışın Bir ömür durmadan aksa da yaşın Bir daha silersem yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun
Kışlara çevirdin bahar, yazımı İçime işledin dinmez sızımı Aşkınla çaldığım gönül sazımı Bir daha çalarsam yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun
Her an dövseler, sövseler bile Ömrünce ızdırap verseler bile Kimsesiz mezara gömseler bile Üstüne gelirsem yeminim olsun Dönüp de bakarsam gözüm kör olsun
13
Gülümü kurutan hazanım oldun
Hasretle bir ömür ahuzar ettim bin ümitle bakıp intizar ettim aşkın çöllerini bendi yar ettim dumansız alevle yanarım şimdi
adımı dertlere yazanım oldun gülümü kurutan hazanım oldun ömrümü bitiren nazanım oldun bir onmaz yarayla kanarım şimdi
bir zaman dünyaya mutlu bakarken deli çaylar gibi çoşup akarken ölümsüz aşklara şarkı yakarken her gece ismini anarım şimdi
gönlümü çalan hırsızım oldun ömrümü karartan yıldızım oldun baharı bitiren son yazım oldun karlı gecelerde donarım şimdi
sen gideli sorma bende nen kaldı sen gideli ruhsuz bir beden kaldı ne senden bir iz, ne bende ben kaldı bir köşede garip bakarım şimdi
ömrümü bitiren zehirim oldun yangını kül olmuş şehirim oldun kaynağı kan akan nehirim oldun bir onmaz yarayla kanarım şimdi
ateş alev oldun kavurdun beni rüzgar olup çöle savurdun beni düşman kurşunuyla ah vurdun beni yaramı herkesten saklarım şimdi
14
Nerde Kaldı Eski Günler
Hani nerde kaldı o eski günler Bakıp bakıp göz ettiğin sevdiğim Gizli gizli tenhalarda buluşup Sevdalardan söz ettiğin sevdiğim
Güzel duygulara gönlünü verip Beni sevdiğine yeminler edip İpek saçlarını göğsüme serip Türlü türlü naz ettiğin sevdiğim
Her ayrılış yüreğıni yakarken Yanağından damla damla akarken Boyun büküp ardımsıra bakarken Mektup şiir yaz dedığin sevdiğim
Can Nuri günlerce durup diz dize Usanmadan bakışırdık göz göze Nazara mı geldik, ne oldu bize Bin yıl bile az dediğin sevdiğim
15
Aşk Yüzünden
Geçip gitti üstümüzde mevsimler baharlar tükendi yazlara kaldık soldu anılarda kalan resimler sevgiler islendi nazlara kaldık
çöllere düşmüşüz bir aşk yüzünden kavrulup pişmişiz bir aşk yüzünden zehirler içmişiz bir aşk yüzünden feryad-ı figan avazlara kaldık
gidenler bir haber salmıyor artık dostluğa bir selam almıyor artık tezeneler kırıldı çalmıyor artık türküler tükendi sazlara kaldık
her gün bin kahır her dakka bir çile bin eza yüklendik biz bile bile bağlandık aşklara kördüğüm ile pınarı kurumuş hazlara kaldık
16
Çöz leyli leyli
Yağmur ol göklerde yağ üzerime Yeşersin gönlümde güz leyli leyli Güneş ol ufkumda doğ yüreğime Ağlasın sevinçten göz leyli leyli
Hayalsin sevdiğim düşsün gördüğüm Benliğim seninle olmuş kördüğüm Bir kul sevgisidir sarıp ördüğüm Tanrı aşkı için çöz leyli leyli
Savrulmuş umutlar tutulmuş yele Gitmiyor hüzünler bitmiyor çile Yıllardır yanarım ben bu dert ile Sönmüyor sinemde köz leyli leyli
Gözümde hayalin ne yana baksam Bir dertli türküdür gelen her akşam Kırıldı çanağım tellerde bin gam Durur garip garip saz leyli leyli
Dağlara mı çıktın çöle mi düştün Güller açmaz oldu sümbüller üzgün Ellere mi kastın bana mı küstün Yeter eylediğin naz leyli leyli
Bir ömür beklettin yana yakıla Yakışmaz sevdiğim böylesi kula Eğer gelmiyorsan bir selam yolla Arada bir mektup yaz leyli leyli
17
Kör olayım beni sevmiyorsa
"Lesbia Açıyor ağzını yumuyor gözünü, Bana demedik laf komuyor Lesbia. Ama kör olayım beni sevmiyorsa. Ne belli mi? Bana bakın anlarsınız. Ben de ona söylemedik laf bırakmam. Ama kör olayım, onu sevmiyorsam." Catullus İ.Ö.84-54.
Catullus'lama
Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı Ne bülbül ah eder, ne gül ağlardı Değişti mevsimler hazanlar sardı Ama kör olayım onu sevmiyorsam
Unuttum hiç özlemedim dese de yollarını gözlemedim dese de kimselerden gizlemedim dese de Ama kör olayım beni sevmiyorsa
Beni nerde görse kızgın bakıyor O küskün bakışı içim yakıyor Gel ki, söylenmedik laf bırakmıyor Ama kahrolayım beni sevmiyorsa
Her gördüğü yerde asar yüzünü Açıyor ağzını yumuyor gözünü Dinlemiyor bile benim sözümü Ama kör olayım oda sevmiyorsa
Nerden mi biliyorum gözüme bakın Sanmayın özlemedim umursamadım Ben de söylenmedik söz bırakmadım Ama kahrolayım onu sevmiyorsam
18
O yarin elinde mendil olsaydım
O yarin elinde mendil olsaydım sürmeli gözüne sürseydi beni hayat bahçesinde bir gül olsaydım her gelip geçende görseydi beni
üşüdüm der ise ateş olsaydım yalnızım der ise bir eş olsaydım istemezse candan kardeş olsaydım canından candostu bilseydi beni
bir şarkı olsaydım gönül dilinde savrulup gitseydim seher yelinde gül olsaydım o kınalı elinde her sabah koklayıp öpseydi beni
gidip de dönmese hep bekleseydim ömrümü verseler de ekleseydim dermansız dert olsa yine çekseydim yeterki bir gelip görseydi beni
o nazlı elinde bir gül olsaydım baharda açsaydım, güzde solsaydım her gün düşlerine akıp dolsaydım varıp bir pınara sorsaydı beni
bir ırmak olsaydım coşup taşsaydım karşıma çıkarsa donup şaşsaydım onun için karlı dağlar aşsaydım her bahar rüzgara verseydi beni
mecnunun düştüğü çöle dönseydim çöllerde savrulan küle dönseydim geçtiği yollarda güle dönseydim her bahar gelende derseydi beni
nazlı nazlı akan pınar olsaydım akıp akıp yüreğine dolsaydım gül olup uğruna her gün solsaydım her gelip geçende görseydi beni
dönmese bir ömür hasret çekseydim sümbülle ağlayıp boyun bükseydim gözlerimden kanlı yaşlar dökseydim yağan yağmurlara deseydi beni
gidip kapısında taşa dönseydim dolanıp dolanıp başa dönseydim gözünde süzülen yaşa dönseydim her gece yastıkta silseydi beni
Can Nuri uğruna dağlar delseydim bir mendil olsaydım yaşın silseydim elleri elimde düşüp ölseydim kalbinin içine gömseydi beni
19
Anladım bu dünya yalan sevdiğim
Çicek çiçek açıp ağaçlarımda Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim Damla damla akıp göz uclarımda Derya derya kalbe dolan sevdiğim
Bazen bir alevsin avuçlarımda Bazen bir menekşe yamaçlarımda Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda Tutam tatam başım yolan sevdiğim
Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı Ne bülbül ah eder, ne gül ağlardı Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı Şimdi bir külleri kalan sevdiğim
Kalmadı içimde sevgiye bir yer İşkenceye döndü saatler günler Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler Sonsuz acılara salan sevdiğim
Kendi halimdeyken kendi düşümde Sevda hançer oldu sıcak döşümde Her nereye kaçsam ecel peşimde ömrümü ecelsiz alan sevdiğim
Benimdir çileler bu ayrılıklar Dinmeyen gözyaşı bu hıçkırıklar İçimde bin özlem, binbir kahır var Anladım bu dünya yalan sevdiğim
20
Damla Damla Yanağına Çiz Beni
Sen uykuysan, ben gördüğün düş olam Sen yuvaysan, ben bir yavru kuş olam Ağlar isen gözlerinde yaş olam Damla damla yanağına çiz beni
Sen sevda ol, ben uğrunda can veren Sen gülnişah, ben eteğe yüz süren Sen avcı ol, ben yaralı bir ceren Sıra sıra kurşunlara diz beni
Sen güneş ol, ben günyüzü görmeyen Sen neşe ol, ben ömrünce gülmeyen Sen tabip ol, ben derdinden inleyen İlmek İlmek acılardan süz beni
Sen leyla ol, ben yağmursuz çöl olam sen yangın ol, ben savrulan kül olam sen bahçevan, ben bahçende gül olam arı gibi daldan dala gez beni
Ben bir etek, sen kocaman bir dağ ol ben bir çalı, sen alımlı bir bağ ol ben Can Nuri sen canımda bir can ol isterisen toprak toprak ez beni
21
İşit beni, dinle beni, duy beni...
Ey uğruna bunca kahır çektiğim yollarına gözyaşımı ektiğim sanadır bu çağrım sana sevdiğim İşit beni, dinle beni, duy beni...
sil şu gözlerimin akan yaşını duy yüreğimin bu haykırışını dinle de gönlümün yalvarışını İşit beni, dinle beni, duy beni...
yokmudur kalbinde bir dirhem vefa bitmiyor yıllardır çektiğim cefa bu kaçıncı çağrı, kaçıncı defa bir cevap ver, işit beni, duy beni
ey benim ömrümün hasret çiçeği ey benim gönlümün sevda gerçeği şaşırdım yönümü, gündüz - geceyi ara beni, bir sor beni, bil beni...
Üşüdüğün yerde güneş olayım sevdanla tutuşan ateş olayım gidersen yanında bir eş olayım anla beni, dinle beni, duy beni... uy beni de kömür gözlüm uy beni
savurdun yellere hayallerimi soldurdun bağımda al güllerimi Can Nuri sormadın şu hallerimi ara beni, bir sor beni, bul beni...
22
Darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Aşk yolunda cefa verip yorsanda darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim binbir okla yüreğimden vursanda darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Giderken son kez dönüp baksan da öyle içimi ateş - alev yaksan da öyle önümde sel gibi aksan da öyle darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Gönlüme kış düşse mevsim baharken çöle dönse bahçem yağmur yağarken ecel gelse de daha vakit varken darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Seni özlemekten kahrolsam da yollara bakmaktan usansam da ah edip başımı taşa vursam da darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Ülkeden ülkeye kovsan da sürgün yağmurla gözyaşım aksa da her gün kalpte mekan tutsa da çile-i vurgun gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim
Sen bir güneş olsan aşkım kar olsa aksa damla damla kalbime dolsa sevda sana göre yalanda olsa darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Güneş gökyüzünde insede yere ardından sürünsemde hep yara - bere gecelerim mahşere dönse de gene gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim
Can Nuri'yim bin dert versende bana bilki yine darılmam, gücenmem sana aşk ile tutuşsamda hep yana yana darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
23
Aşk bir masal mıydı?
Her sabah kapımda gelip geçerdin ipek saçlarında yeller eserdin ıssız gecelerin tek mehtabıydın sen dağları, bense seni severdim
aşk bağımda meyve veren dalımdın derya içre tutunduğum salımdın şu garip halime sevgiyle bakan güzelim, ceylan gözlüm, kınalımdım
her seher dağlara esen yel idin diyar diyar gezen, coşkun sel idin türkü türkü, dilden dile dolaşan şu kırık sazımda yanık tel idin
şu yalnız gönlümün sevgi nûruydun süt kadar saftın, su kadar duruydun kutsal kalesiydin umutlarımın kalbim aşk sarayı, sen bir sûruydun
elim, kolum, konuştuğum dilimdin düşüm, arzum, umudum, emelimdin cemre gibi gönül bahçeme düşen sümbülümdün, nergizimdin, gülümdün
alnımın akına yazmıştım seni canımın içine kazmıştım seni sabâ rüzgârlarıyla dalgalanan gönlümün tülüne sarmıştım seni
çekip gitti bir gün hayalin kaldı gamlandı yüreğim, acılar sardı aşk bir masal mıydı sen bir leyla mı? en son mecnun edip çöllere saldı
Ferhat gibi dağlar taşlar aşarak Kerem gibi yangınlara koşarak Seller gibi gece gündüz çoşarak ömrümü ömrüne vermeye geldim
Zifir gecelerin kan karasından Özlem kokan çiçekler arasından Aşkın kanayan kor yarasından Kalbine bin merhem sürmeye geldim
Gün gelip karanlığa yaslanmadan Özlemle al yanaklar ıslanmadan Kalbimdeki vuruşlar uslanmadan Önüne aşkımı sermeye geldim
Hüzün döküp gözyaşları yağarken Gökyüzüne kara bulut ağarken Bir seher vaktinde güneş doğarken Sırma saçlarını örmeye geldim
Onmaz hasret ile yanarken gönül Yudum yudum içip kanarken gönül Gece gündüz seni anarken gönül Lebi kevserinden öpmeye geldim
Yorgun bu ömrü elde bırakarak. Yüreğimi alev alev yakarak. Son bir defa gül yüzüne bakarak El açıp kapında ölmeye geldim
31
Bağımda yaş döken güle ne deyim
Elin bahçesinde çiçekler açmış bağımda yaş döken güle ne deyim Mecnun Leyla'sını çölde ararmış benim gönlümdeki çöle ne deyim
ömrümce bir aşkın sanığı oldum ihanetin sefil tanığı oldum bir zalim sevdanın yanığı oldum rüzgarda savrulan küle ne deyim
hayat çiçek çiçek, renk renk açarken kuşlar daldan dala konup uçarken herkes sefasını sürüp yaşarken benim gözümdeki sele ne deyim
dağ başları geçilmiyor kar ile ayrı düştük bahar yüzlü yar ile bir ömür tükendi ah-u zar ile başımda dolanan yele ne deyim
yıllarca sinemde yılan emzirdim dost diye başımda düşman gezdirdim bir yarin cevrine bağrım ezdirdim halime hor bakan ele ne deyim
32
Baharlar, rüzgarlar, güzler değişti
Atarken dağlara sevda yıldızı Yakmıştı derinden o ince sızı Sen hala kalbimin biricik kızı Hiç mi değişmedin bende sevdiğim
Yaprak yaprak döktü dalın ağaçlar Gülmüyor baharda artık yamaçlar Kar düştü dağlara ağardı saçlar Bir sen değişmedin bende sevdiğim
Ovalar, nehirler, düzler değişti Baharlar, rüzgarlar, güzler değişti Alınlar, şekiller, yüzler değişti Bir sen değişmedin bende sevdiğim
Gurbete gidenler sılaya döndü Ocaklar tutuştu ocaklar söndü Nesiller türedi nesiller öldü Bir sen değişmedin bende sevdiğim
33
Bi-tanem
Düştüğüm her uçurumda sen varsın yanımda seni taşıdım içimde bir damla gözyaşı gibi bütün yıldızlara ismini haykırdım, bütün gecelere bir sen yoksun bir sen duymuyorsun bi-tanem
rüyalarımı hicran alır her gece gelmezsin çağrılarım isyan olur her gece bilmezsin sevdasını yüreğime taht kurduğum nerdesin bir sen yoksun bir sen bilmiyorsun bi-tanem
bil ki hep sana aktım bu sevdalı nehirlerde hep sana uzandım düştüğüm bu yerlerde ümit kervanları bir bir gelip giderler de bir sen gittin bir sen gelmiyorsun bi-tanem
34
Bahar Saçlarındı Koklamadığım
Bahar saçlarındı koklamadığım hasret gözlerindi bakamadığım bir ateştir şu gönlümde yaktığın hep yandığım ama yakamadığım
her gece gönlüme efkar yükledim esen rüzgarlardan haber bekledim ceylan bakışına vurulduğum yar sensiz sanma şifa bulur dertlerim
dolunay nurunu gözünden almış maviyi gökyüzü özünden almış şu yanan yüreğim bunca ateşi seven yüreklerin közünden almış
su yine akıyor aktığı yerden el yine bakıyor baktığı yerden sana mühürlenmiş gönlümün odu gel yine yakıyor yaktığı yerden
ey canı cananım bu can senindir eser gam yelleri sanma serindir bülbülüm bir güle ah-ü zar gönlüm senden ayrılalı yaram derindir
35
Gülüm
Sana tutulursam bırakma beni Bir köşede boyun büktürme Gülüm Ümitle süslenen gönül bahçemi Sonbahar gelmeden döktürme Gülüm
Gönlümde goncalar dermeyeceksen Saçların koluma sermeyeceksen Bu aşka bir ömür vermeyeceksen Kiraz dudağını öptürme Gülüm
Alev alev bir gül olsun yakışın Ay gibi doğsun baygın bakışın Ömrünce kalbime dol ışın ışın Bana hasretini çektirme Gülüm
Aşkımın kadrini bilmeyeceksen Akan göz yaşımı silmeyeceksen Eğer candan beni sevmeyeceksen Deli divaneye döndürme Gülüm
Sevgi yüreğimdir sevda okulum Sevgidir vatanım, pusulam, yolum Sevgisiz dünyada bir garip kulum Aşkın hançeriyle öldürme Gülüm
36
Sevgi taşıyan güvercinler yoruldu
Her bahar bir başka hazla gelirdin cilveler ederdin nazla gelirdin dilinde türküler sazla gelirdin bütün mevsimler bahar olurdu
şiirler okurduk sevgiden aşktan korkmazdık soğuklar getiren kıştan her şeye yeniden dönerdik baştan bütün çiçekler selam dururdu
esen rüzgarlardan kokun alırdım her açan çiçek sensin sanırdım ellerim böğrümde öyle kalırdım kalbim yalnız senin için vururdu
anladık derdimiz dağlardan büyük bütün mevsimler griye dönük şimdi bunca hasret kalbimize yük. sevgi taşıyan güvercinler yoruldu
türküyle gelirdin elinde sazın gün akşam olur bitmzdi nazın bir kasırga koptu öyle ansızın dağlarda bütün ceylanlar vuruldu
bir gün dağları, denizleri aşsak eskisi gibi yine öyle kavuşsak ellerin elimde hiç ayrılmasak. bütün mutluluklar bizim olurdu
37
Bir kırık daldayım sana sığındım
Gökyüzü ağlarken düşen yaşlara yürek dayanmıyor eğik başlara feryadım çarparken kara taşlara bir deli dalgayım sana sığındım
yaz tükendi ömür kışında kaldım felek yendi hayat dışında kaldım. öldüm ama hep kırk yaşında kaldım bir yarı yoldayım sana sığındım
ne aydınlık bir gün, ne sabah gördüm yüreğimde deprem deprem ah gördüm baktığım her yerde hep günah gördüm bir garip haldayım sana sığındım
güller bürünürken taşı, toprağı çekildi ömrümün akan ırmağı kurudu bahçemin yeşil yaprağı bir kara çalıyım ana sığındım
bir dost bekledim teni baharından yüreği gül kokan aşk diyarından bir umut kalmadı artık yarından bir gizli duldayım sana sığındım
bir bilsen ah ben neler, neler gördüm bir bilsen ne yağmur,ne seller gördüm ne rüzgarlar esti, ne yeller gördüm bir kırık daldayım sana sığındım
38
Vurulmuş kalbimle geldim kapına
Hüzün yağıyor bak inceden ince günler kara çaldı gökler inince ecel gelmeden son nefesten önce vurulmuş kalbimle geldim kapına
koca bir ömrü gülerek, ağlayarak ak düşmüş saçımı ödül sayarak bir canım var sevdana adayarak durulmuş kalbimle geldim kapına
başı duman yüce dağ sırasında merhemi sen olan aşk yarasında orman orman geçip dal arasında savrulmuş kalbimle geldim kapına.
bütün umutları yola sererek bir hayal uğruna bin can vererek gönül kapısını açar diyerek yorulmuş kalbimle geldim kapına
kocaman bir ömrün yarısı gitti gençlik yıllarının hayali bitti hayat bizi uçurumlardan itti kırılmış kalbimle geldim kapına
geride bırakıp gece siyahını içime hapsettim ol günahını göğsüme doğrultup aşk silahını. vurulmuş kalbimle geldim kapına
39
Nazlı yarin el olunca anlarsın
Sende bir gün benim gibi sevdiğin Nazlı yarin el olunca anlarsın Ak göğsünde sarı güller derdiğin Hasretinden del olunca anlarsın
Gazele vurunca gönül bağların Geç kalır kıymeti yazın, baharın Bir gün duru duru akan pınarın Bozbulanık sel olunca anlarsın
Güller ile gülüşürken seherde Türkü türkü söyleşirken dillerde Bir gün gezip dolastığın o yerde Boran tipi yel olunca anlarsın
Can Nuri yoluna kurbanlar eyle İstersen adına türküler söyle Yalancı dünyanın kanunu böyle Gür saçların kel olunca anlarsın
40
Kedere boğuldu gönül şarkımız
Bir düzen tutmuyor bendi çarkımız Felek kırdı çanağımı telimi Kedere boğuldu gönül şarkımız Deryalara saldım yağmur selimi
Bülbüle çile, güle naz bıraktım Herkese çok kendime az bıraktım Ömrüme kar, ellere yaz bıraktım Dostlar düşman oldu tutmaz elimi
Hazan vurmuş dalda solan gülüm ben Kerbelada susuz kalan çölüm ben Rüzgarların savurduğu külüm ben Boranlara verdim bahar yelimi
Bülbül gibi feryat figanda kaldım Talihine küsmüş bir canda kaldım Sen bir yanda, ben de bir yanda kaldım Yerden yere vurdu kader zalimi
Bir silen olmadı alın karamı Bir saran kalmadı gönül yaramı Karlı dağlar böldü uzak aramı Gurbet elde kimse sormaz halimi
41
Sevda kurşunuyla vuruldun gönül
Kış ayında çiçek verdiğin gönül yaz ayında hasret derdiğin gönül kıymet bilmeyenin ayaklarına kalbini aşk için serdiğin gönül
yetmez mi vahasız çöle döndüğün baharı yalancı güle döndüğün dünyada vefasız sevgili için onca gözyaşıyla sele döndüğün
hangi hayale bürünürsen bürün hangi kılıkla görünürsen görün uzunca bir yolun sonuna geldin hangi aşk için sürünürsen sürün
baharsız bir ömrün kışında kaldın umutsuz bir hayat dışında kaldın daldan dala uçan bir kuşken gönül en son bir uçurum başında kaldın
dolaştın yıllarca bir aşk izinde ceylanlar uyuttun gönül dizinde okyanusta asi bir dağdı gerçek boğuldun işte hayal denizinde
dönsende dönmesende kararından kırıldı hayal, umut yok yarından duruldu fırtına vuruldu ceylan bir haber bekleme aşk diyarından
gece gündüz akıp duruldun gönül koşa koşa düştün yoruldun gönül var olmayan bir hayale sarılıp sevda kurşunuyla vuruldun gönül
42
Esmer delikanlının sevda Türküsü
“Esmer delikanlı içten yaralı” Gönlü kaymış ceylan gözlü bir kıza Karlı dağlar gibi başı dumanlı Selam verir gördüğü her yıldıza
Duvarda incecik nakışı kalmış Sularda hülyalı bakışı kalmış Sevda bir çiçekmiş gönül bağında Koparıp göğsüne takışı kalmış
Bir onmaz sevdaya salmış başını Zehir etmiş ekmeğini aşını Deryalar gözünde kana boyanmış Silmez olmuş gözlerinin yaşını
baktığı her yerde bir izi kalmış gülseni, sünbülü, nergizi kalmış Esmer delikanlı içten yaralı Gönül mihrabında hep gizi kalmış
Esmer delikanlı kara sevdalı Bağrını yakıyor perişan halı Sevdalanmış ceylan gözlü o kıza Gezer sokaklarda gönlü yaralı
Sevdalar üstüne düşünü kurmuş Başını taşlardan taşlara vurmuş Esmer delikanlı hepten sevdalı Bir sevdaki yüreğine oturmuş
Geçip gider günü hicranla gamla Bazen nehir gibi, bazen bir damla Dayanmiyor kalbi bu zor acıya Deryalar gözünde boyanmış kana
Baktığı her yolda bir sızı kalmış yaralı gönlüde gül nazı kalmış Başında dolaşan aşk türküleri Duvarda üç telli bir sazı kalmış
Esmer delikanlı bahtı karalı Düşmüş sokaklara gönlü yaralı Yüreğinde ılkım ılkım ateş var Sevdiği kız yad ellere varalı
43
Sebebini sorma seher kız
Bir sevdaya düştü gönül,yananım hem dertliyim, hem derdi aşk sananım iki dere bir arada kalanım sebebini sorma bana bahar kız
ne yana döndüysem eğildi başım ben bittim bitmedi gönül savaşım sorma kaç yıl geçti , kaç oldu yaşım sebebini sorma bana seher kız
bahar olur çiçek açmaz bağlarım ayaz vurur güneş almaz dağlarım bu dünyada yalnız kaldım ağlarım sebebini sorma bana bahar kız
yıllara, aylara küstü gözlerim kırıldı kalemim, şaştı sözlerim kesildi dermanım, düştü dizlerim sebebini sorma bana bahar kız
dost elinden yesem zehirdir aşım belalı, gadalı şu garip başım bir ömürdür böyle dinmedi yaşım sebebini sorma bana seher kız
yağmur yağar ben gözyaşı dökerim hazan olur ben boynumu bükerim bunca yıldır gam-ı hasret çekerim sebebini sorma bana seher kız
44
Dar-ı mansur gibi dara tutuldum
Düştüm aşk çölüne ah etmek karım Garip bülbül gibi zara tutuldum Tüterim tüterim dinnmez efkarım Yüreğimde sönmez nara tutuldum
Yalancı dünyada bir garip kuşum Uçarım uçarım bitmez yokuşum Yetmedi sevgiye ömür sunuşum Vefa bilmez bir ağyara tutuldum
Hasretin acısı boynumu büktü Esti hazan yeli yaprağım döktü Gönül dağlarıma dumanlar çöktü Tipi boran ile kara tutuldum
Hazan mevsiminin yeline düştüm Kaybolan yılların seline düştüm Sazların en titrek teline düştüm Türkü yağmurunda hara tutuldum
Ben bir Can Nuri'yim hallerim yaman Kalmadı mümkünüm tükendi derman Yoruldu kervanım verildi ferman Dar-ı mansur gibi dara tutuldum
45
Sevda Gazeli
1892-1937 Cavad Ahunzade’leme
“Benim sevdiğim kız dünya güzeli ona bu dünyada eş yaranmamış duydumki, gönlünü felek bozalı sırmalı telleri hiç taranmamış”
Dağları kar olmuş güzelim leylim bağları har olmuş güzelim leylim feryadı zar olmuş güzelim leylim duyam dedim duyamadım ah
“Kırık dala konmuş dün yavru bir kuş ondan haber vardı gözüm yaşardı gel zavallı kalbim sorma ne olmuş sorma ki, sevdiğin kimlere vardı”
Dilleri lal idi güzelim leylim yanağı al idi güzelim leylim dudağı bal idi güzelim leylim tadam dedim tadamadım ah
Ağlamayı bilmiş gülmez sevdiğim akar gözyaşları silmez sevdiğim ona yandığımı bilmez sevdiğim varam dedim varamadım ah
Kaderi taş olmuş güzelim leylim çıbanı baş olmuş güzelim leylim gözleri yaş dolmuş güzelim leylim silem dedim silemedim ah
bir halden bilmeze varmış diyorlar sahipsiz kimsesiz kalmış diyorlar yarasına diken sarmış diyorlar aram dedim aramadım ah
Dağlar geçit vermez dumandan, kardan bir umut kalmadı yazdan, bahardan ayrı düştüm ceylan gözlü o yardan saram dedim varamadım ah
46
Üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
varsın can verdiğin gül kalbimde kırıladursun varsın umut güvercinim uğrunda vuruladursun varsın seven yüreğim yolunda yoruladursun üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
varsın sönmesin yüreğimde ateşim korum varsın kalkmasın aramızda bu engel, uçurum aramakla geçse de ömrüm sanma yorulurum üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
varsın kalbimizde örsün aşk son günahını varsın göge miras eksin gece siyahını varsın canıma doğrultsun herkes silahını üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
varsın gögümde sönsün son kalan yıldızım varsın kimseler kaldırmasın viran kalan enkazım varsın kirpiğimden süzülüp düşsün can sızım üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
47
Her gece sarılıp yattığım sensin
Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin canımı uğruna verdiğim sensin aşk ile bezenmiş halılar gibi bir ömrü önüne serdiğim sensin
sensin benim al ipeğim, nakışım derya derya gönüllere akışım pembe sevinçlerde bir deli sevda yarınlara bin umutla bakışım
Doğar güneş gibi yüzünün mâh ı sensin şu gönlümüzün sultânı şâhı düşmüşüm derdine çekerim âhı dermansız derdimin dermanı sende hükmümün biçilmiş fermanı sende
Yanar iken yanmaz oldu çırağım gün be gün artıyor derdim firâğım ne yerim bellidir ne de durağım gönlümün yıkılan kervanı sensin dermansız derdimin dermanı sensin
Gülleri handân eden aşk değil mi bülbülü nâdan eden aşk değil mi aşıkı candan eden aşk değil mi dermansız derdimin çaresi sende şu gönlümün yüz bin paresi sende
Aşkına meyledip su gibi aktım şu seven gönlümü odlara yaktım Sen gittin ardında çaresiz baktım dermansız derdimin çaresi sende şu gönlümün yüz bin paresi sende
gönül hasret giydi ol gülizâre âh-ı hüsrân düştü can pare pare cümle tabip gelse bulamaz çare dermansız derdimin dermanı sensin hükmümün verilmiş fermanı sensin
Gözlerim her daim vuslatı nem ne günüm gündür ne demim dem ben bir garip Nuri’yim yaverim kem dermansız derdimin dermanı sende hükmümün biçilmiş fermanı sende
54
Gözlerin
Bir tatlı meltemdir başıma esen aklımı başımdan alan gözlerin dünyaya açılan pencere sanki bakıp uzaklara dalan gözlerin
duygusal, mahsunca, masum, çocuksu mavi denizlere akan serin bir su yeşil çimenlerde bahar buğusu derin hülyâlara salan gözlerin
sen ki, en güzel duyguları sezen kimsenin anlayamadığı gizem zulmedip görmüyor halimi bazen alıp yerden yere çalan gözlerin
bazen bir bakışın serin bir bahar bazen bir gülüşüne eğilir dallar göğün mavisinden mavi mi mavi aklımı başımdan alan gözlerin
bütün aşıklara ilhamdır sesin aklını başından aldın herkesin bütün güzellerden başka güzelsin nicenin kalbini çalan gözlerin
akan bin bir duygu ırmağı sanki derin hülyâlara salan gözlerin yüreğime tek merhemdir inanki hatıramda vurgun kalan gözlerin
55
Ey ruhda gözüm, gözde nihanım
Sen benim gönlümdesin, kalbimdesin hangi yana dönsem sen her yerdesin unutmam mümkün mü unut diyorsun aklımda,fikrimde, hayalimdesin
uğruna kovuldum parklarda yattım çilelerle geçti bütün hayatım aşkın en ölmezini sende tattım bu can evimde en derin yerdesin
ey canda özüm, özde canım benim ruhda gözüm, gözde nihanım benim vatan-ı tacım, tacı cihanım benim sevincim, neşem yaşam hevesimsin
gül yüzünü son kez göreyim gel de dalında goncalar dereyim gel de istersen canımı vereyim gel de uğruna tükensin bitsin nefesim
56
Nazlı Nazlı Gülüşünü Sevdiğim
Salkım söğüt dallarını eğmesin yaprakları zülüflere değmesin senden başka kimsecikler görmesin Gizli gizli gelişini sevdiğim
Ceylana benziyor hem kaşı, hem gözü ayın ondördüdür bembeyaz yüzü dudağında inci döker her sözü nazlı nazlı gülüşünü sevdiğim
Gülerken,ay kokuyor gamzeleri ağlarken gülşen döküyor gözleri bir daha dünyaya gelmez benzeri bahar bahar kokuşunu sevdiğim
perişan halimi hiç sormasan da kanayan yaramı hiç sarmasan da ömrümce beklesem hiç varmasan da gölgemi koluna takıver yeter
döndersen yüzümü bir kez bahara durmadan kanasın bendeki yara ah etmem çeksende gönlümü dara bir gece koynuna alıver yeter
şu yalan dünyada bir gün gülmedim bin ok vurdu felek yine ölmedim kastı neydi şu kaderin bilmedim çaresizim, gözyaşımı sil yeter
bin dilek dilesem sayamam sana bir ömür seyretsem doyamam sana gözünde yaş olsa kıyamam sana seni sevdiğimi biliver yeter
67
Sen gelmezsen ben ölürüm bilesin
bir zaman benim de gonca güllerim vardı her sabah bahçemde burcu burcu kokardı yel esti üstüne hepsi soldu sarardı sen gelmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
hep seni bekledim bir gün gelirsin diye ömrümce seni sevdigimi bilirsin diye yaşlı gözlerimi gelir silersin diye sen silmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
her gün içimde ateşle seni beklerken durmadan yol alır hasrete bir garip tren Kerem gibi Aslı'ya yanıp tutuşurken sen bilmezsen ben ölürüm,ölürüm bilesin
ben güle hasret kalan bülbülün ahıyım aşka hasret çeken kalplerin günahıyım bütün kaleleri yıkan aşkların şahıyım sen sevmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
68
Yadeller sararsa ölürüm gülüm
İndirme başından ümit tacını bir sende ararım can ilacını gözden sakındığım ipek saçını yadeller tararsa ölürüm gülüm
Ver artık elime gönül elini sensin hayatımın nazlı gelini dokunmaya kıymadığım belini yadeller sararsa ölürüm gülüm
bir zamanlar bana candan yakınken ha kavuştuk, kavuşacağız derken bakmaya doymadığım yüzünü benden yadeller sorarsa ölürüm gülüm