"Eski Ahşap Kapılar" isimli şiir 13.12.2023 23:27:31 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Bir “ah!” çeksem derinden, kimse duymaz ahımı. Duysa hemen sökülür, eski ahşap kapılar. Kullapları pas tutmuş, kimse açmaz yıllardır Açılsa da yıkılır, eski ahşap kapılar.
Şıp düşenler bekliyor; “bir dokunan olur mu?” "Sokak sokak dolaşıp, bizim evi bulur mu?" "Bir kez olsun birisi; kadir kıymet bilir mi?" Yalnızlıktan sıkılır, eski ahşap kapılar.
Avlusunun kokusu; ekmek gibi su gibi, Gelenleri kucaklar, kendi yavrusu gibi. Açmış bağrını, sanki ana yarısı gibi Öyle mahzun dikilir eski ahşap kapılar.
Üzerine asılmış padişahın fermanı. Temsil etmiş bin yıllık ihtişamlı ormanı. Şimdi kesilmiş gibi dizlerinin dermanı Lime lime dökülür eski ahşap kapılar.
Sanılmasın "dilsizdir", suskunluğu derdinden, Hiç niyeti yok gibi ayrılmaya yurdundan. Ne yapsın ki takatsiz, asırların ardından Ateşlerde yakılır eski ahşap kapılar.
Evin direği gibi, ana gibi yar gibi Gittim gördüm de hani bir başka diyar gibi Selam versem sallanır sesimi duyar gibi Büklüm büklüm bükülür, eski ahşap kapılar.
Tayyar Yıldırım
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.