"ÖLÜM VAKTİ YEŞERİYORDU..." isimli şiir 13.10.2017 15:18:17 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Ve gece; ölümcül ulumalarla Kükrüyordu etrafa, Hayrıkıra haykıra, o zifiri bakışlarıyla !... Karaya banmıştı iyice evren yaşamı boğazlarcasına Tanrının can kokulu billur parçacıklarının çoğu Onlar ki, hala derin uykular da...
Sessizlik girdabındaydı karanlığın cinleri Denizin dalgaları yakamoz avın da Kendi derinliklerine taşıyorlardı mehtabın pırıltılarını Bir sessizlik koması sımsıkı yapışıp kalmıştı Kimi kıyıların da köpük köpük denizin yakasına Ve en önemlisi hiç değilse ara sıra, Ölürdü deniz bu gidişle kimseyle konuşmazsa...
İki kişilik bir candım sanki ben, ben de Tanrı adağı olmuş gibiydim sana bir kere Sürükleniyordu içimin sevdası yaşamsız bir karaya Yas yağıyordu çisem çisem, yas içime Dünyamın kurak koyları adeta, Mezar oluyorlardı uyanır uyanmaz senden bana…
Çoğum uyanık, Birazım uyku da Serde sana adanmışlık Gel gör ki sırf bu yüzden ölümler bana şımarık Bir enkazım bugün ben artık Ve uğruna tamamım yanık !...
O kadar acıyla ben bir avuç kül etmişim Kim bilir ne türden sevdalı zamanlar seçmişim Sanki sensiz geceler de sürekli olarak zehirlenmekteyim Çünkü geceden bile bin beter bir geceyim ! Sanki uykusuzluk rekortmeni olup da tek seven benim ?...
Acılarla kıyasıya antrenman yaptım Ama ne yazık ki hala daha, Ölümün rahatlığını yakalayamadım An geldi düşlerinle bir nebzecik rahatladım, Ama an geldi düşlerinden yaşamın en onmaz yaralarını tattım…
Çok inandım ve bir o kadar da aldandım Seni bir bıçak misali yüreğime saplamaya kalkıştım ! Delik deşikmiş meğer önceden zaten canım Boş tenime rastlayamadım ?!…
Yüreğinin kapısını yüzüme çarpmıştın Cam kırıklı eşiğin de çıplak ayaklarla sabahladım İtiraflarımın önünü hep “Sus” betonuyla kapatırdın Sonun da tüm geceleri bana zindan, Uykularımı uyanıklığıma düşman yaptın !...
Oğul veren acılarımı çoğaltıp çoğaltıp, Ne kadar seni seven duygum varsa hepsini kendine sağdın Zaten ben içimde sen varken bile kanardım ! Bundan sonra ki yokluğunu ölüme eş değer mi anlamalıyım ? Dahası içimde ki kan kuraklığından artık, Çatır çatır çatladı şah yerinden damarlarım !…
Nasıl olurmuş gece yüzlü bir ölüm Sayende onu da tattım ve gördüm En soysuz gecelerin ıslak karanlıkların da soldu ömrüm Beni yürek girdaplarının oyuklarıma gömdün Ve oralar da sensizlikten sönüp yanıp ve yine yanıp yine söndüm ! Aşkının ağından hiç düşmemem için dahası ruhuma, Kendi sevdan için nice ruhuma nice müptelalıklar ördün…
Bugünkü sensizlik karanlıklarını içimden çıkarmak Belki bir gün, bir mucizeyle gerçekleşmiş olacak Ölümler kaynıyor şu an içim de sinsi sinsi fokurdayarak ! Diyemiyorum ne yazık ki, diyemiyorum kendime dahi ancak , Her şey bir gün güzel olacak ?!...
Vakit tamama beş var Son kez geliyor mazi gözlerimin önüne Meğer ne kadar sararmış birbirimize sarılmalar o resim de Daha renkli yaşam resimleri beklerken bizi yeni bir çizgi de Devam edip gitmektesin sen tabi ki kalan ömrüne Oysa ki, bekleyeceğim ben hala tıpkı bir ölüm gibi seni de Tarifsiz umutlar kundaklaya kundaklaya şu yaralı gönlüme !...
Hatta, o simsiyah kibirlerinle, Hatta, bana karşı o simsiyah gülüşlerinle, Benden sana mutlu yaşantılar demek geliyor dilime Sen siteminin hepsi lakin bu kadar ben de Demem bir intizar sana, zaten diyemem de ?...
Ayrılık vakti saniye saniye yeşeriyor Ben o gün en şık yalnızlığımı giyiyor, Artık yanına gelip sana dur diyor ; Beni döke döke geçtiğin zamanlardan, Kendimi toplaya toplaya sona geliyor Ve vicdanına giydiğin o yanmaz kefeni, Senden son bir defa olsun çıkarmanı istiyor !…
İ.Hakkı Gürcanok
MERSİN…
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.