Web Zaman Damgası

N A C İ Y E....

NOT: Konusu "Çingeneler Zamanı" filminde geçen yaşanmış bir olaydan esinlenerek şiirseleştirilmiştir
======================================================================================


Kimi hem cinsleri kendi mutluluklarıyla sevişirken
Gün çaldıkları geceler de felekten
Kömür toplardı is kokulu Naciye
Tren istasyonun da her gece…
+++
Hani pek o kadar da esmer değildi
Beyaza çalardı daha çok
Teninin rengi
Ama iyiden karartırdı
Elini ve yüzünü kömür lekesi
Onun açıkta kalan diğer yerlerini...
+++
Kış sert geçecek demişlerdi
Her kış söyledikleri gibi
İnsanların okşamaya ve de okşanmaya
Firar ettikleri geceleri
O gönlünden hiç geçirmezdi
Başına dert olduğu için geçim derdi
Naciye’nin geriye kalan vakti
Ve de takati
Doğal olarak aşk'a yetmezdi…
+++
Bazen sağa sola yalpalayan sarhoş insanlar
Karanlıkta onun üzerine doğru kapaklanırlar
Kimbilir kaç gece yaşamıştır o bunu
Kendine sarkıldığına inandığı için,
O bu durumu asla kabul etmezdi
Namusu kömür rengine bürünsün istemezdi...
+++
Gençlik arzularını dahi feda ettiği böylesi geceler de
Hayata karşı onun içi
Daha çok öfkeyle dolu olurdu
Üstüne yıkılan şarhoş insanlara
Elinin tersiyle işin doğrusu
Vurur !…Vurur !…Vurur da vururdu !
Onlara dünya yüzüne gelmemiş küfürler savururdu !...
+++
Çengi Naciye !...
Bazı günler küçük çapta ekstralara takılırdı
Göbek atma işinden de ekmeğini kazanırdı
Mahalle eğlencelerinde ki özel günlelere
Sünnet düğünü, kına şenliği, asker uğurlamaları falan işte
Ufak tefek işlerdi bunlar ona göre
Ama boş gecelerin de
O yine hep kömür işin de !...
+++
Sert geçecek bir kışın emareleri belli olsa da
Kesin kararlıydı bu defa
Artık kömür işiyle meşgul olmayacaktı
Ve hele ki de aşk konusu açılınca
Onun yüreği hemen alev alırdı !
Galiba Naciye sevmekten çok korkmaktadı
Ya da onda aşkın kırık bir öyküsü vardı...
+++
Bu konudaki duyumlar şöyleymiş;
Zamanın da çok yakışıklı bir çeri başı sevmiş
O zaman duyguları haddinden fazla örselenmiş
Bir kez gönlü aşk’a küsmüş
Sevmemeye bin tövbeler etmiş
Alıp başını bir gün çok uzaklara gidecekmiş
Sevmediği biriyle artık nikahsız eğleşecekmiş...
+++
Ekstra kahrı,
Kömür karası,
Tren İstasyonun da sarhoş naraları,
Ve üstüne doğru yıkıldı yıkılacak alkollü insanları
Artık çeklecek hayat olarak görmemeye başlamıştı...
+++
Bakarsın ki bir uğursuz gün de
Belki bir eğlence bitimin de
Belki de kömür dönüşüne rastlayan
Karanlık sokaklardan birinde
Bir şarhoş sataşması marifetiyle
Kim vurduya gidecek çengi Naciye !....
+++
Ahhh !
Çengi Naciye ahhh !!!
Ne yazık ki,
O sonun da çok arzuladığı uzaklara gitti
Hem de öyle çok uzaklara gitti ki
Gidiş o gidişti
İşte o gidiş onu,
Gazetelerin üçüncü sayfalarına iliştiriverdi !...
+++
Topladığı kömürleri ekmeğe çevirdiği
Gecelerden bir gece
O namusunu yürek cüzdanın da saklarken
Birkaç sarhoş onun güzelim varlığını mundar etmişti !
Ve Naciye’nin kirletilip daha sonra
Karanlık bir sokağa fırlatılan masum varlığı
Soğuk kaldırımlara iki büklüm serilmişti !...
+++
Ah !...Çengi Naciye !...
Onun tek suçu ekmeğinin esiriydi
Ateş olmayan yerden duman çıkmazdı ya hani
Demesinler diye kimi insanlar ona öyle yani
Hep gönlündeki o doğru insanı bekledi
En körpe yıllarını hep onu beklemekle geçirdi
Oysaki o çoklarından mert
Ve çoklarından daha çok namus bekçisiydi…
+++
Henüz başka bir gönül eli değmemiş yüreğini de
O güne dek hiç kullanmadığı bakir hislerini de
Sonun da toplayıp götürdü gittiği yere
Nurlar yağıyordur dilerim mutlaka,
Nurlar yağıyordur şimdi onun o pak yüreğine...
==================
==================
İ . HAKKI GÜRCANOK
===================