Web Zaman Damgası

ASMA YAPRAĞIM

Kitaplığımın süsü
Aşk mektebim,
Okudukca sayfaları,
Açılır biçim biçim,
Pirinç taneleri ile,
Dolmaktadır içim,
Rendelenmiş olsada,
Zeytin yağına soğan,
Derinlerimden gelir geniz sızım,
İşte böyle dolmakda içim...

Bir tarafında çam fıstıkları,
Karşısında kuş üzümleri,
Dere otu maydanozu,
Tazedir naneleri,
Belki biraz şeker,
Biraz tuz,birde karabiber,
Dolmakda içim...

Ne ile karışıp neye bulanmış,
İçim kimle beraber ne ile dolmuş,
Varsın dolsun,bulgur yada pirinç,
Ne fark eder ki içim...

Sen evet sen,
Haşlandığın halde bana koşan sen,
Üzüm yaprağım,
Nolurdu halim sana sarınmasam,
Ayrı başakdan,
Ayrı tarladan,
Ayrı tepeden,
Ayrı dereden,gelmiş içimdeki her tanen,
Her otun zikri ayrı,
Fikri ayrı,
Her otun niyeti ayrı,
Birtanem,
Pirinçlerin her tanesi,
Birer dert’tir içimde,
Bende,beni ben kılandır içim...

Asma yaprağım,
Kollarındayım,
Çünkü sen bana hat çizdin,
Sınır çizdin,
Şekil çizdin,
Sen beni kurtardın lapa olmakdan,
Birbirinden bi haber de olsalar,
Senle dolmadan sarınamıyorum,
Ben içinken senin senle doldu içim...

Sarındıkca sensin beni ben eden,
Yani bize çıkan tek yol,
Sen bana sarılacak,
Ben sana sarınacak,
Dolarken içim,
İçin olmaktayım,
Sen benim için,
Ben senin için,
Sarıl bana,
Ben sana sarınacağım
Biz bizim için...

Ekrem ÇETİNKAYA
VaTaN25 24.07.2017