Web Zaman Damgası

* MEMLEKETTEN MANZARALAR...

Bir acâyip memlekettir vatanım
Bireyine "Hakk'ı bilen kul" derler
"Feda olur, olsa şayet bin canım
Mal dediğin "geçmez akçe, pul" derler.

Benzesek de ferâsetli, zekiye
Karpuz gibi bölünmüşüz ikiye
Milli maçta çınlar yer gök "Türkiye"
Yen içinde kırık şeye "kol" derler.

Efes, Ürgüp, Bodrum, Datça, Uludağ
Dışarıdan gören sanır güzel bağ
Bozkurt'uma "milliyetçi, sıkı sağ"
Dine şaşı bakanlara "sol" derler.

"Aslan sütü" kod adıdır rakının
Bir metredir boyu bizde çakının
Kolaysa bir hâlinizden yakının
"Salâ verip "musallana gel" derler.

Edepsizin teşhirine "cesur poz"
Menüdeki has böceğe "istakoz"
Çapkınlıkta kırk üstüne "kart horoz"
Şirk dağında sarp yokuşa yol derler.

Her yangına bi kovayla koşarken
Kimse bilmez kıymetini yaşarken
Son nefeste son engeli aşarken
"Gitme n'olur, biraz daha kal" derler.

Çağımıza esir düşmüş saygılar
Yaş geçtikçe artar her gün kaygılar
Tenhalarda dile gelir duygular
Sevgi eksik gönüllere "çöl" derler.

Bir vatan ki, aşıkların diyârı
Her mecnûnu zebun eden o yârı
Dindiğinde dilindeki buharı
Aşktan arda kalan şeye "kül" derler.

Hicrân denen aşa lokma batırıp,
Bekâr aşık hayal kurar, oturup
Fırsat bulup, bir punduna getirip
Al yanaktan alınana "bal" derler.

Kim bîzârsa çile veren derdinden
Umut umar nankörlerin merdinden
Her "eyvah"ın, her "keşke"nin ardından
Gözden akan damlalara "sel" derler.

Yama dolu ananeler örtüsü
Azalmakta milletimin artısı
Dostluklardan arta kalan tortusu
Eşe dosta, akrabaya "el" derler.

Yüce Kitap bahsederken bir sondan
"Ben" diyorsun haberin yok noksandan
Be hey gâfil! Top giriyor doksandan
Azrail'in attığına "gol" derler!

Mecit AKTÜRK

*******

İstediğin kadar böbürlen kasıl,
Her insan bir avuç topaktan hasıl,
"Ya olduğun gibi görün" velhasıl,
"Ya da göründüğün gibi ol" derler.

EDEPSiZ

***

Arif bilir, edep nedir, ar nedir
Hata nedir, zarar nedir, kâr nedir.
Edepsizin dilindeki ignedir
Kem ağızdan çıkan söze "kal" derler...

Mecit AKTÜRK

***

Kıymetinden ödün vermez bedia,
Boşa nefes tüketmektir iddia..
Şehirlerde bir ticari emtia,
Köylük yerde öküze de “mal” derler.

EDEPSiZ

***

Anlatsan ne fayda meçhule bakar
Kelamın hasına kulağı tıkar
İşine gelmezse sohbetten bıkar
Çok da konuşursan çene bol derler...

Mehmet NALBANT

***

Misaller hiç bitmez bizim yörede,
İzahı ne mümkün kısa sürede..
Haddini aşana kutlu törede,
Kulağından çekip "adam ol" derler!

EDEPSiZ

***

Her işin bir yolu yordamı vardır
Kimine ar olan kimine Kârdır
İnanan insana zaman çok dardır
Hakka giden yola gerçek yol derler...

Mehmet NALBANT

***

Zehirin ilacı yine panzehir,
İşten kaytarmanın adıdır tehir,
Ummanı arayan sulara nehir,
Ufak birikinti suya “göl” derler,

EDEPSiZ

***

Mecit Aktürk yazar doğru kelâmı
Dosttan esirgemez asla selamı
Edebe esirdir gönül kalemi
Gerçeği yazana keskin dil derler...

Mehmet NALBANT

***

Mehmet NALBANT Hocam öze gel öze,
Namı hesabından destur ver söze..
Tavı geçmiş, harı kararan köze,
Her rüzgârla savrulursa “kül” derler.

EDEPSiZ

***

Bu atışma inan bitmez burada
Bilmem daha kimler vardır sırada
Aksakal'ım sakın kalma arada
Ellere gül olan, sana zül derler..."

Enver AKSAKAL

***

Kokan ağızlarda irinli bir dil
Koparmak gereken habis bir urdur.
Özürlü sayalım, önemli degil
Verdiğin her cevap o'na onurdur.

Mecit AKTÜRK

***

Hani, yeri gelmese, mahcub etmez, demezdim
Hayâ size tac olmuş, yakışmış edep size.
Aradan yüz yıl geçse yine fark edemezdim
Şayet rast gelmeseydim, kem sözlü edepsize.

Benim gibi cahile zor şair Ağam
Paçamızdan tutanlar, çukura çekiyorlar.
Neşe idi umduğum; derdigimiz her gün gam
Gül kokan bağımıza dikenler ekiyorlar.

Olsa da cevabımız, söylenen her kem söze
Yasaktır dilimize necasete bulaşmak.
Tartarız lafımızı, söyleriz süze süze
Biliriz ki doğrusu; hep çalıyı dolaşmak!

Edepli insan için imtihan kolay değil
Kaderde bu da varmış; rastladık bir nursuza
Siz endişe etmeyin, kavgaya etmem meyil
Vereceğim her cevap, onurdur onursuza...

Mecit AKTÜRK