"Löküz Lambası" isimli şiir 2.6.2024 16:15:22 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Tavan arası dediğimiz aslında atmaya kıyamadığımız eşyaların bir gün kullanılacağı düşünülerek saklandığı yerlerdir. Bazen kuytu bir kiler, bazen elden ayaktan uzak çatı aralarıdır. Geçmişin tozuna bürünen bu eşyalar genç kuşaklar tarafından bulunup, baş köşede sergilenene kadar kırık dökük boynu bükük bekleşir dururlar. Geçmişimizin anı defteridir aslında onlar, her biri anı kalemiyle yazılmıştır sanki hikayelerini yürek alfabesini bilenler okur ancak. Hep o günleri yaşatan bu nadide eşyalarımızın ortaya çıkartılıp keyifle seyredilmesi, tozları alınırken yaşanmışlıkların anımsanması geçmişin yad edilmesi güzel bir duygu değilmidir. Hiç unutulmadı o yetmiş sekizlik taş plakları zemberek gücüyle döndürürken, dinleyenleri hayal dünyasına götüren borazanlı gramofonlar Hiç unutulmadı karanlık gecelerimizi özel günlerimiz de aydınlatan, kendine has hışırtıyla yanarken parlak beyaz ışığıyla karanlık gecelerimizi aydınlatan löküz lambaları. İşte o günlerden kalmadır hatırladıkça buram buram tüten geçmişimiz. Aydınlık denince aklımıza düşer genzimizi yakar o gaz yağı ile ispirto kokusu. 25120,mcicek
Borazan başlı gramofon ya da iğneli çalar nerede kaldı alameti farika sahibinin sesi taş plaklar onlar çalınca bülbüllerin dahi sustuğu göz lambalı ahşap radyolar bu ne sevgi ah yada makber çalarken perde ardında kahrolan sevdalılar şimdi neredeler nerelere gittiler. ........... o güzelim aşı boyalı cumbalı evler evlerde yüreği sevda tüten sevdalılar mahalle bekçileri bıçkın delikanlılar ne oldu da birden yok oldular. hani nerede çadır kumpanyaları tahta sandalyeli yazlık sinemalar film afişleriyle tanıtım yapan çığırtkanlar şimdi neredeler nerelere gittiler. o günler gölge oyunuydu yaşandı ve bitti sazlar sustu söyleyenler birer birer gitti sahne aşınan zaman perde hayaldi anılar takvim yaprağı peşinde uçup gitti ...... kaldıysa eğer şimdilerde o günlerden çatı arasında bir kaç yetmiş sekizlik alameti farika sahibinin sesi alaturka taş plak yanında boynu bükük iğnesi kör gramofon babaannenin bir daha açılmayan çeyiz sandığı onunda annesinden kalma kollu dikiş makinası dededen kalma takma diş okuma gözlüğü kemik tarağı kehribar tespihi horozlu aynası bir köşede cenk çalmış abdest ibriği üç ayak pompalı gaz ocağı bir de çinili döküm sobası en hüzünlüsü o günleri aydınlatmış ama şimdi bir gömleğe hasret çatı mahyası'nda karanlığa mahküm anıları ile sönük löküz lambası. 251206 mcicek
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.