Duyulmasını istediğimiz bir sevgi mesajı iletmek istiyorsak, bunun gönderilmesinden başka çare yoktur. Bir lambanın yanmaya devam etmesini istiyorsak, ona sürekli gaz doldurmalıyız. (Teresa Ana)
Paylaş
"Korlar Serili Yollarda Yürümek" isimli şiir 8.10.2018 17:40:28 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Yalnızlık hüzün bırakır saçlarına gecelerin dudaklarda susku gözlerde kar efkarlı zamanlara saklanır son söz hangi kıyıdan baksan rengi hüzündür hayatın hangi yola çıksan yamalı ve yaralıdır yüzün hiç bir şehir aklamaz seni karabahtım, hiç bir şehir saklamaz artık... çekip gitti her sabah yüreğinden öptüğün göksünün nazlı yerine gömdüğün ne giden döner artık, ne acın diner.
Her gece bir yıldız kayar ömründen erdemin, vefanın beş para etmediği kardeşin kardeşi sattığı, kalleşlik ve ihanetin kol gezdiği mertliğin arkadan hançerlendiği zamanlardasın tutunacak ne dal, ne de gül kaldı içtenliksiz ilişkiler kesmiş yol başlarını sen ki, hayatın kirli sahnesinde onurun dimdik delikanlısı namertlerin yıkamadığı mertliğinle biçmeden ömrünü ihanetin kahpe kılıcı atıver gitsin hüzünlü bir ırmağa mavi düşlerini...
Sen ki, onca ihanet hengamesinde, ipince bir yaprağa dayayıp sırtını kahpe yüzünde yüzsüzlerin, kokmuş ve acılı bir hayatı yaşadıysan da ve utanmanın en ağır yükünü taşıdıysan da sol böğründe, utanmazlar adına... teslim olmadın inadına kahpeliklere, kalleşliklere, onursuzluklara...
Hüzne bulanmış bir ömürden acı damladı yüreğinin üstüne her yağmurda hayatı hüzne gömüp, hüznü hayata korlar serili yollarda yürüdün kendi hesabına boyun eğmedin çıkarcı şerefsizlere, satılmışlara göğsünün üstünde en yakınlarından bir hançer yara açtı yara üstüne her defasında...
Yine de bir yel değirmeni gibi öğütüp içindeki kederi ince nakışlarla besledin içindeki tomurcuğu hesapsız yerlerde çiğnenmiş boynu bükük çiçekler gibi dizilip hayatın uçurumlarına ihanet edenlerin yükünü de alıp sırtına yürüdün sarsıla sarsıla yorulmak bilmeyen yalınayak bir yalnızlıkla…
İhanetler içinde kan olsa da yazdığın şiirler yine de bir sarmaşık gibi tutunup şiirin burçlarına incinen yanlarını da alıp yanına yürüdün acıyan adımlarla korlar serili yollarda... hayatın karanlık sularında boğulmadan... yılmadan, yıkılmadan, sarılmadan yılanlara... teslim olmadan rezil - kepaze kahpeliklere...
…/ Ne servetinde gözüm oldu dünyanın ne de bir çiçek kopardım düşümde yaşadığım onca kahpeliklere, karanlıklara inat yine de gökkuşağını hediye etmek isterdim insanlara. .
Nuri CAN www.nurican.com .
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.