"DOKUZ ON BEŞ VAPURU" isimli şiir 27.5.2018 11:41:30 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Dokuzonbeş vapurunda Tanışmıştık ilk önce Gülüşmüştük aynı anın saniyeleri için de Göz göze konuşulan çok sesli bir dille...
Bir filiz kadar narin Ve bir tomur kadar tazeydin İlk cümlemiz Şu olmuştu hatırlar mısın; "Önce günaydın ! Sonra da nasılsın ?..."
Anımsadığıma göre ; Bir mecmua vardı O zaman senin bir elin de İsmi "Elele"... Sarılmıştın Kalem parmaklarınla onun üstüne Beyaz bir bulutla birlikte aniden Martılar geçti derinlerinden Deniz yansımalı gözlerinin içinden !...
Düşürüverdin fark etmeden Mecmuayı elinden Sonra eğildin telaşla sen Eğildin arkasından hemen Ama daha atik davranıp ben Kapmıştım o mecmuayı daha havadayken Düşüp yere kirlenmeden !...
Aynı an da gülüverdik Çünkü seninle kafa kafaya gelmiştik Komik bir kazaydı bu Ve birlikte karar verdik Acımız olmadığına Tekrar tekrar gülüştük dakikalarca !...
Vapurda ki bir görevli nazikçe İneceğimiz yeri sordu bize Farkına varmamıştık Hem içimiz hem dudaklarımız konuşuyordu Öyleyken zaman hızla akıp gitmiş oluyordu DOKUZ ON BEŞ VAPURU Ve o haşin ıslıksı sireniyle Sanki bizi uyarıyordu, SON DURAĞA yanaşılıyoruz diyordu !...
İskelenin en ön saflarında sana El sallayan orta yaşlı bir insana Babam demiştin inişte Sormadan Kim o diye o insanı ben daha Hoşuma gitmişti işin doğrusu ya, Nedense senin bu açıklama...
Gözlerin !... Gözlerin sanki Bir deniz ormanı gibiydi Deniz üzerindeyken Çakmak çakmak Çakıyordu renkli renkli Gökyüzü yalarken en derinlerini Kopamıyordum onlardan bir an olsun Bir fark ettim ki ! Yakarken serinletiyordu tuhafça içimi Gözlerinin o çılgın kor ateşi !!!...
Vapurdayken anlaşmıştık Yeni bir buluşma takvimimi için mutabıklaştık Not almak üzere kağıda kaleme sarıldık Vakit çok dar görünüyordu Zaman bizi son bir hızla kovalıyordu ? DOKUZ ON BEŞ VAPURU Sireniyle yolcuları son bir uyarışa koyuldu Artık Eminönü iskelesine yanaşılıyordu...
Az ileri ki günler de Buluşmuştuk tekrar seninle DOKUZ ON BEŞ VAPURUNU Bekleyecektik birlikte Oturmuştuk iskele cafe ye Ve ellerimiz, O gün ilk kez üst üste Birbirimize alışmalıydık elbette, Biraz daha yakından tanımak kabilinde...
Dahası uzun hikaye Sevginin rengi değişti Sebebi olmayan bir hiç'in rengine girdi Diğer günlerin de huyu değişti Sıradan bir yeşile Sıradan bir maviye Ve derken önümüzde ki öbür günler de Büründü tüm renkler en koyu siyaha Durdu kaldı anlamsızca Bütün renkler o günden sonra Hep siyah olarak kaldı bana !...
Siyah, öyle bir siyahtı ki O artık hiç sevilemeyecek bir renkti Her günümün kılığına girmişti Bu şekli, Ben de siyahın en cehennemlik haliydi Kısacası SIRILSIKLAM BİR RENKTİ ! Benin ruhum da işte öylesi sinmişti Simsiyah ve sırılsıklam vaziyetli !...
Onun varlığını Israrcı bir alışkanlıkla Bitiremiyordum ki bir türlü kendim de İnadına ona olan arzumu bileye bileye Bekliyordum elbet bir gün gelecek diye Bekliyordum yolun sonunu Saat tam DOKUZONBEŞ oldu mu Üstelik de durmadan hep onu vururdu Benim saatimin gonk'u !...
DOKUZONBEŞ vapurunda Yoktun her zaman ki gibi bugün de Bugün de bir iskeleden Diğerine vapurla sevgililer dolusu Heyecen taşınıyordu Ben tektim, vapur beni almıyordu !...
Bekliyordum her başka gün hep aynı yerde Başka bir DOKUZONBEŞ vapurunu Düşümde ki gülüşlerinle kendime gele gele Bekleyecektim seni elbette Koskoca bir gün boyu gerekirse Bir ağaç gibi dalları kıpırtısız Yaprakları kavruk ve susuz Dalları kuru ve ıssız Boş yanaştı iskeleye DOKUZONBEŞ vapuru Beni böyle bırakıp umutsuz Sen yoksan o benim için yine yolcusuz !...
DOKUZONBEŞ vapurunda Ne sen vardın artık Ne de bir Allahın kulu Boştu koca kent yokluklar dolusu Sanki yeryüzü, yer üstü bomboştu ! Ya DOKUZONBEŞ vapuru, Ya da ben iyice sarhoş olmuştu !...
Boştu koca kent derken doğruydu Çünkü zaten evren bile gittikçe ufalıyordu ! Benden beter yerler de sürünüyordu Arkam da gölgem Dahası iskele de bir başına ben kalırdım Hani geleceğini bir bilsem Onu beklerken onun yalnızlığını da sevecem Belkide o zaman, Felç olmazdı böyle benim dengem !...
Tam karşı da can çekiştiren Benden başka bir şey daha bulunuyordu Tabi ki o da DOKUZONBEŞ vapuru, Dahası önüm de bir ölüm gibi Öyle sallanıp duruyordu !...
DOKUKUZONBEŞ vapuru Gelmedi daha sonra hiç mi hiç bir zaman boyu Adeta öylesi bir sefer yoktu Kararan ufuklar hiç başka yere sekmeden doğru, Yağmur olarak yeryüzüne koşturup duruyordu Ve nihayet iskele de onlar, Benim ruh bedenimle buluşmuş oldu !...
Ben zaten kendi içim olsun Hep orada kupkuru öylece duruyordu Şimdi de dış evrenim SIRILSIKLAM olmuştu ! Derken bir an da tüm canlılar ortadan sır oldu Oysa bir canlı manzara var ki o da ben Yağmur altın da dahi ha bire tutuşuyordu ! O canlı manzara tek başına kıpırtısız duruyordu Çünkü artık o bu sonu görüyordu Yapa yalnız bir adamı ölüyordu !!!...
İ.Hakkı Gürcanok
11/Mayıs/2008
İSTANBUL / RİVA...
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.