".... B A B A ....." isimli şiir 20.6.2020 16:27:53 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Yıllar geçti Geçmesine de Yetişemedim ben hala Yetişemedim daha Mümkün olmadı ki hiç yetişmek ona Sürekli içimde ruhu büyüyen babama…
Deneyimsiz ve eksik kaldım ben o gidince Sessiz konuşan bir rehber gibiydi Hani onun düşleri bile Geçiyor şimdi boz bulanık günlerim Hayata direne direne Kimi kalabalıkların bu cana ikram ettiği yapay ölümlere...
Sekiz köşeli bir kasketi vardı Girer girmez bizleri dünyaya getirdiği evine Hemen etrafa baba kokusu saçardı O çok uzaklardan bile Buram buram Anadolu Anadolu kokardı !...
Pazar günleri çalışmazdı sadece Tatil mi ?...Ne alaka ?... Tembellik mi ?…Asla vede asla !... Yaşlı kemiklerini dinlendirirdi öylesi günlerde Yorgun düştüğü için ölümcül yılların ellerin de...
Haaa !...Birde ; Keyif satardı bazen etrafa Yeni ütülenmiş yalın çizgili gömleğiyle Ve yeni diktirdiği krovaze ceketli elbisesiyle O şekil gidip gelirdi sağa sola Etrafa caka satıyormuşcasına Eski Adana'nın köhne kaldırımların da...
Çay içmeye giderdi arada sırada Kör Hüseyin’in kahvesine Cebindeki birkaç helal kuruşla Takılırdı kimi zamanlar hep oralara işte Çay ısmarlardı çevresideki ötekine berikine Tarifsiz bir zevk içinde !…
Hayatımızla akraba gibi olan, "Eskici ve oğulları" öyküsü vardı Hayatları çileli mi çileliydi Orhan Kemal’in bir kitabın da hani ? Hayatımız sanki aynı o öykü de ki gibiydi Oradaki eskiciye benzetirdim ben babamı, Eskicinin oğluna ise tıpa tıp kendimi...
Nasıl çakılırdı bir ayakkabının ökçesi Ağzının içindeyken birden çok yedek çivi Yutmadan ağzının içinde onları nasıl öyle tutardı ki, Dişler arasındayken uzun süre o çivileri ! Bu benim babam da En çok özenip de hayret ettiğim bir şeydi...
Merak eder dururdum hep O'nun o anlar da ki ustalıklı hallerini Özenirdim yalan değil ya Çocuk yaşlarımdayken ben ona elbette ki O’da sezdirmeneden izlerken beni; "Bak, sen de aynı böyle yap," Der gibi bakardı bana sanki...
“Koca kütük “ diye anardı babamı Rahmetli anam da Çalım atmam isteniyordu hayata benden Yaşım küçük de olsa da erkenden Okulsuz bir hayatın talebesi olacaktım vakit varken O mektebin diken dolu kalbinden Gol atacaktım hayatın nokta kadar olan dar kalesine Diğer yandan da dik yamaçlarına tırmanacaktım bir de !...
Bir tencere kaynatacaktım ocak da Lakin “ Koca Kütük” artık ağır hasta ! Bitmek üzereydi onun ömrü iğneli bir yatakta Çocuklarının ellerinden kaymak üzereyken kaptan baba ! Soluyup duruyordu zorla kısık bir hava atarak dışarıya Ne yazık ki benim baba Artık ölümün soğuk kucağında !...
Evin gemisini yürütecektim ondan sonra Henüz açıklarda demirleyen bir miçoyken Karada aç kalmamak uğruna Soğuk su satacaktım kentin sıcak duraklarında Simit satacaktım,kör sabahlarda Gazete satacaktım " Yeni Adana " Er vakitte ki çocuk yaşımla, Karanlıklardan korkmayarak haykıra haykıra ! Çalmadan,helal karşılığında Ve çalmamak için savaşa savaşa !...
Sekiz köşeli kasketi olan güzel ruhlu baba Kalkamayacaktı anlaşılan yataktan bir daha Ve kalmayacaktı bu dünyada fazla Fersiz bakıyordu o hayata ve etrafına Yetişmeyecekti iş siparişleri sağlığına...
Paslanmıştı ilk günden daha Örs ve çekici el değmeye, el değmeye Alışmamışlardı çünkü o aletlerin hiç biri de Başka bir yabancı ele !...
Örümcekler ağ yapmıştı bir gecede, Dükkanı adeta dönmüştü ıssız bir çöle Ses vermiyordu baraka bozması ekmek teknesi çevresine Çıkmıyordu hiç bir aletin sesi bir kez bile Tak !...Tak !..Pat !...Pat diye ? Ama isyan ediyorlardır kadere İsyan ediyorlardır eminim ki sessizce...
Çıt çıkmıyordu artık onun dükkanından Sanki ağlıyordu aletleri gizli gizli vede içli içli ! Lanet ediyorlardı kadere anlaşılan Belki de yürüyüp gidemedikleri için Emektar ustalarının arkasından Vede melül mahzun öylece bakıyorlardı durmadan, Cenazesi geçerken BABA’nın omuzlardan !...
İ.Hakkı Gürcanok 2000 / A D A N A
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.