"YALNIZ KURT VE ÇAKAL SÜRÜSÜ" isimli şiir 4.3.2018 23:46:41 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Bir yalnız kurttu, kendini adamıştı halka, Etrafındaki ihanetler halka, halka, Gene de hayatı sürüp gidiyordu, Sürünerek, debelenerek, düşe kalka…
Durup ta bakmadı kalıbına, yaşına, Tuz da atmamıştı ekmeğine, aşına, Bu feleğe ne saflıklar ederken, Felek, neler getirmedi ki başına…
Dünyalar sığmazdı, hayaline, düşüne, Girmek istedi, eşsiz halkı(!)nın düşüne, Gün geldi, yaktılar bağrını zavallının, Küçük dilini yuttu, düşüne, düşüne…
Ne de güvenmişti, kendince yoldaşı(!)na Hep onları dikmişti, köşelere, yol başına, Melül gözlerinin perdesi açıldı önce, Sonra, o gözleri ki; döndü fal taşına…
Korkmadı çevirdi sırtını eşi(!)ne, dostu(!)na, Kimler göz dikmedi ki, hayatının kastına, Art arda yedi sırtına kahpe hançerleri, Sonra, küller değmez oldu o postuna…
Günleri güzelken, diyecek yoktu şanına, Evvel akrabalar koşar gelirdi yanına, Yerde; akrepler, tilkiler, sürüngenler, Sonra gökte; akbabalar girdi kanına…
Karşısına geldiler de dost gibi durdular, Akıl almaz dümenler, tuzaklar kurdular, Kancık yılışmalarla ayağına dolandılar, Her dönüşte sırtına nice darbeler vurdular…
Yol alamadı, gelen vurdu, giden vurdu, Şöyle yere sağlam bastı, öylece durdu, İyi düşündü, kendi kendine sordu, Çakallara boğduruyorlardı kurdu…
Ademoğlu bu; varsın aşağılık olsun, Yıkılsın bu haller, beylik, ağalık olsun, Bir yer beğen, yalnız ve asil kurdum, Başı yüce, hem dumanlık, dağlık olsun…