"İSTANBUL ANLATILMAZ..." isimli şiir 29.5.2024 07:58:19 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
.......... 29.Mayıs.1453 İstanbul'un fethi kutlu olsun.
Bir şahane bestesin, sen ey güzel İstanbul! Dillerden hiç düşmeyen, hoş bir terane gibi... O füsunkâr bakıştan, beklerim hüsnü kabul; Döndürüp durma yeter, çılgın pervane gibi...
Ne tarihler gördün sen, kaç devlet geçti senden? Uygarlık şerbetini, kaç kültür içti senden? Kaç dil konuştun söyle, kaç millet göçtü senden? Ne alperenler çıktı, nice rindane gibi...
Bir, o cennet misali Gülhane parkındayım, Bir, ada vapurunun yandaki çarkındayım... Tanrının emeğinin, billâhi farkındayım; Esrarına ram oldum, tam âşıkane gibi...
Fatih' ten seyrederdim Saraçhane/başını... O mücessem camiler ve dikili taşını. Karaköy, Dolmabahçe, sonra Beşiktaş’ını; Konuşurdum Boğaz'la, deli divane gibi...
Martıların çığlığı kulakları keserdi! Camide güvercinler, yem atmazsan küserdi! Boğazdan İstanbul' a, tatlı bir yel eserdi; Afakı kokuturdu, tazecik nane gibi...
Aşiyandan seslenir, tüm Şeyda bülbülleri! Yedi tepeden tüter, yediveren gülleri... Açar kilitli duran, kapanmış gönülleri; Çok güzelsin İstanbul, dillerde nağme gibi...
Sen ey efsunlu şehir, ben hep sana uyardım! Kalamış'ta yatıp bir, tatlı huzur duyardım... Boğazı Emirgan’da peymâneye koyardım; İçerdim yudum, yudum hem de mestane gibi...
Gök/kubbesi her mevsim, gök kuşağı kuşanır! Eli kalem tutanlar, kâğıtlara döşenir! İstanbul anlatılmaz, o sadece yaşanır! Korunur kem gözlerden, cansiperane gibi...
***İstanbul/Fatih- 2008 Halil Şakir Taşçıoğlu
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.