Web Zaman Damgası

...........

...
Senin ülkenin gökyüzünde ..
kuşları yoktu uygarlığın!

Huyuna suyuna lanet olasıların ..
delirmiş demirden kanatları
Bir de çalınan hayatların bölünmüşlüğü kollarından ..
arta kalanın yalnızlığı ..
ve ökçesiz öksüzlüğü vardı sadece

Ürkütmüşlerdi ..
in-cin yuvası sokaklarını hayallerin
Ürkütmüşlerdi renklerini gökkuşağının
Ve tüyden kanatlarını sevincin
Sessizliğiyle doluydu baş izleri ..
birbirine tek nefes sarılmış ekin saplarının
Gövdesi biçilmek ..
başları da dövülmek için yaratılmıştı sanki
Her doğumu azaptır ..
her doğumu ızdırap
Azaltır tarafsızlığını oralarda güneşin
Bu yüzden güne bakamıyordu günebakan ..
Güne uyanamıyordu hiç
Aklı hep yerdeydi

Senin ülkenin tarlalarında elvan çiçekleri yoktu baharın
ve müstakbel bahçelerde gelin kokusu rüzgârın

İşgal altındaydı cılvıltısı erken sabahların
Ellerin ...
Kuzu körpesi ellerin aç yerlerin en kebir sunağıydı suların
Gözlerin iki can eriği
Acı bir hayatın karekökünde ..
rüyalarına korkunç seslerle carpan mermilerin ..
Çap izlerine yaşlar doldurmanın meşgalesiydi gözlerin
Tıpkı memleketin gibi ..
harita harita çizilmişti uykuların
Yağmalanmıştı geceler ..
lime lime parçalanmıştı ön yüzü pencerelerin
Telleri yoktu tutsaklığının
Umutuzluğun çengelinde ..
hayat upuzun bir tahammüldü senin için

Unutulmanın en dip vaktindeydin
Zaman sana erdemli ..
kucağı da ana gibi davranmadı hiç !
Yüreğin ayazdaydı ..
yüreğin, ruhu silkinmiş iskeletlerle yanyanaydı
Hangi ele dokunsa ..
kızgın bir körlüğe dönüşürdü bakışları insansıların

Senin ülkende yağmurları yoktu bulutların
Sahipsizliğin akşamından yükselen ..
ağıtlarla beslenen kapkara dumanların
Sulandırılmış bakışları vardı sadece
İstiflenmiş feryatlarla doluydu kanın
Laf olsun diye çakmıyordu kalbin
Laf olsun diye yağmıyordu gözlerin

Umura engebeydi vicdan
Kendi bahanesinin, kendi cinayetinin siperinde
Sadece kendisinin peşindeydi insan

Ah gülücüğüne kan sıçramış ..
insanlığın yarını!
Ah merhametin ..
sevmenin lügatında yer bulamayan
yarınların yarını!
.....

rb