"Dem-i ruz" isimli şiir 24.4.2019 19:43:48 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
[ italik ]Zamanın duvarlarından ırmaklarına dökülüyorum Ey hayat içinde hayat bildiğim naz-ı dilber Bu yol nereye gider... Hangi zirveye çıkarıp, hangi uçuruma iter beni gözlerin
Varlığına seyyah yokluğunu sunarken ab-ı dem Olmadığın istikamette göz ama, dil lal, ayak topal Derman aradığım kapında dert giydirip ufkuma Dalıp gittiğim firkat incitir beni
Menzili aşk yurduna sefere çıkarken duygular Her gece yüreğimden bin fırkateyn kalklar Ne zaman gönül limanına sürsem gemilerimi Yokluğunun çıkardığı fırtınada can alabora
Ah... Ben ki her vahatta sana aynı zar Falakından geçerken beğerimden savruluyorum Melankolik hal evvelinde sofistike düşlerim Şimdi nerede olduğumu dahi bilmiyorum...
Günün kaçıncı vakti, saat kaç, neredeyim Çölümün çatlaklığına düşen su bildiğim Zamanın kınından çekilen ez gibi Candan içeri kan, ah yar, yara gibi Ben seni sevdim beytimde mısra gibi...
Alemler içinde alem-i nar bildim seni Renklerin en güzelinden çalıp al bildim seni Gülleri katlettim, hayallerimi biçtim Kainatın yedi kıtasından geçerek Gönül yurduna mülteci eyledim beni...
Ferim cemalinde bin parçaya bölünmüşken Dem-i ruz ile gönül çarmıhına as şimdi Bıçağın en kör haline razı İsmail'im sana Haydi... Yeterince gerginken boynum, titreme vur beni...[ /italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.