"NURUNDA İLAHİ ATEŞİN..." isimli şiir 1.1.2019 16:53:51 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Öksüz bir sancı dilleniyor: Nurunda ilahi ateşin, Derbeder sevinçler külleniyor bir gece vakti.
Hatırşinas gölgesinde beyitlerin; Sunumunda aşkın hitabesinin Bir de varlık kadar yalnız ve tasalı Kekremsi töhmetin infazına tanık oluyor Zamanın en er neferi.
İllet bir doğuş adına karanlık ile buyur eden Yanlı yansız duyguları ıslah eden Devasa bir yankı… Bir yanı eksik hayallerin; Hayal dediğin belki de kiri gerçeklerin.
Kininden muzdarip kimi gölgenin Belki şerrine lanet okuduğumuz iblisin Ayrıksı acılardan kaçıp Aymazlığında ölümün Münafık bir var oluş şarkısı Adı konulmamış kara gecenin.
Bir enkaz yığılıyor müspet terennümlerle Şerh düştüğümüz göğün merkezine. Açılmadık hangi gerçek? Vakıf olmadığımız çok mu belli? Sorulardan kaçamadığımız gibi Cevabını yâd ettiğimiz mazinin dahi Feri sönüyor ölüm öncesi.
Tanrısıyız belki hilkat garibesi yalanların; Zalim ve yanlı düş simsarlarıyız çoğumuz Çapağı olmayan gerçeklerin: Ne yalın ne dolambaçlı Yollarda gidip geliyoruz bilip bilmeden İnfilak edecek az sonra hayatın tüm ümidi Keseceğiz her bir uzvunu dünden miras Hangi mutluluksa atalarımızdan yadigâr Bir de tehir edemediğimiz gerçekler adam boyu.
İsyanları unutup uyuduğumuz kadar; İnkâr etmekten yana yok iken korkumuz Kendi gölgemize dahi düşman Kiminden çektiğimiz elimiz Kiminden nasıl nasıl çektiğimiz Huysuz bir sanrıda Kopup gelen o sonsuzluğun yankısında: Körebe oynadığımız günleri sobelerken İkircikli bedelleri sorgularken.
Bir düşüz belki de Düşen gözünden ömrün en kepaze yalnızlık: Boyutsuzluğun mimarı bir nidayız hem de nasıl; Kayıp düştüğümüz göğün en sönük yıldızı: Gelip geçtiğimiz ömür denen teranede Neyse içimizden geçen Elbet vuku bulacak neyse payımıza düşen.
Bir aşkı örseleyen yanımız Bir de göçebe umutlarda kanat açan Nasıl ki en saf varlıklarız: Kiminde umut; kiminde sabır Döşediğimiz yollarda varla yok arası huzur.
Beyitler kazan kaldırırken Hünkârıyız engebeli geçişlerin Hatırşinas bir mağlubiyet dünde kalan Ne çok sır mazlumdan yana kimse derdi olan. Belki bir sure tadında yaşamak varken Ördüğümüz her duygu yine mimlendiğimizin ispatı…
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.