Web Zaman Damgası

dilek/çe...

[ italik ][ikiyanayasla]


mavisinden geçen ağlak bulutlar gibi
sessiz geçen kuşların göz bebeğinden
bakarken yağmur yağmur
zenginlik öyküsünden
beton kokan kentler yüzünden
ayrı düştük dağların mor türküsünden


serin yayla sularıyla yuyup bi güzel
orman gülü yüzünü
yekinirdi burcu burcu çay filizleri
sürüm sürüm leylim hey
mavisin de ak doğanlar kol kanat...

ince sızı patika yolların da
yol gezerdi bilmezsiniz
nazlı ceylanlar
balam balam
kurdun kuşun hatırı var bu topraklarda...


istasyon köşelerin de unutulmuş bavul gibi
uykusun da bir bebeği avutur gibi
yırtılmış bir davul gibi
şaşkın bozkırın gelinciği
güveyim insan eli
dövmeden sev
dermeden sev
gözüm gözüm
okşa taç yapraklarından...


sevdik mi karınca kadar toprağı
dedik mi yüreklice bereket
sürdük mü yüzümüzü
özledik mi
yayla doğumlu pınarlar kadar denizi...


kimliğimiz de yazsa da bir il adı
değilsek insan bas feryadı
paki nereli..
var mı betonistan
taş mı yerler
kum mu içerler
ne kokusu getirir rüzgar buralara
is mi.. pis mi... haliçten boğazlara

ya hani..
cennet olsa değişmezdik dünyalara..

bu pulsuz
bu dilekçe
bu talan hayra değil
yaratılmış kul elinden kara para...

görün diye
sevin diye
sayın diye
süsen süsen yaratmış bak yaradan...

kıymayın sesizliğine ormanların
susuşu bilgelikten
sahiline yoz yoz yürümeyin
dalga payı denizlere..
bırakın kendi şiirini yazsın
şairçe...