Web Zaman Damgası

Erichendorfa

bunlar zaten şerefsiz şerefi nerden bilsin
sana veya insana ne desin ne anlatsın
bu sayfanın pis yüzü hergün pislik saçarak
kendi pis mayasını katıyor katığına
insan olsa nolacak hayvan olsa nolacak
geç bunları arkadaş hırsızlığa pirim yok
bugün varsın beş nefes yarın her nefesden kork
kökün bağla ağaca köküyle çıkar gider
aklın bağla urgana bağıyla çıkar gider
her defada eşeklik kanı bozukda olur
kendi kendin tamir et yada ustaya göster
kırkılmış beş yerinden sapın siliğin silik
kâfir postuna bürün insanım de delilik
bu yurdun yüzüne bak utan haya et biraz
yalakalık yalayıp gel çarşıda sat biraz
çocuğun göğsü çökük eleği tel tel dökük
mırdar kabuğun kalın için dışından çürük
bu zırvaca sözlerle kimse takmaz altın pul
yol şaşırmış kalpazan ebedi olmaz hoş kul
traş dersen ecnebi sakal dersen eşekçe
tarak tarar takılmaz bit pire vermez akçe
kemiğine tükürsem kayar dizine durur
artık bugünden sonra yel vurur rüzgâr vurur
benim canım yanmasa ben ne yapayım ağıt
sen çek öbürü çeksin yırtılır ipek kâğıt
insana hak koymayan sonra çeker telaşla
oyunun kanununda dostluk yok bir ateşle
sen vur cahile tekme o vursun şunlar vursun
dünya candarmaları kan üstüne iş kursun
bu hak mı hıyanet mi sen ne yanlış yol tuttun
dorfun sözünü sattın kendi bağını kuruttun
bak şimdi eşek bile senden edebli kaldı
senin ruh eşkiyaya soysuza gebe kaldı
bir kız doğur peydahla sal sallasın kalçayı
yama dur döküldükçe dön tazele alçıyı
ne hürsün hak katında ne âşkın rayhası var
it iti çevrelemiş ya kafes yada duvar
sancılanan tabiat bu bataklığa uğrar
yapışır yakasına hem tartar hemde sorar
ey insan onca yıldır bu mu senin eserin
kestim nefes borcunu ver şimdi her haberin
güneşin çöplüklerden kaldırırken ki gazı
yangında et kokusu kaplar alma kirazı
bu yangına düşmeden uyanmak eftalsede
boş virane gönüller taş taşır el ensede
vahim,kanatlı leşçil diderken kepengini
için için yer yutar her leşçil bir rengini
kime imdat çağırsın zulümle yatıp kalkan
droffun sözü ile masum mazlum av tutan
böyle namusuz işden utanıp yüz yıkmalı
bu kaynar kazanda ki hak rızaya varmalı
yoksa yoksulluk ayıp dünyada hangi rızık yok
varında sebebi var sebebin ahkamı çok
hürüm diyerek koşup köleliğe soyunup
bir kâfirin boş sözü akla benliğe çöküp
keyf kazanı çatlatır adam aldatır adam
nice adam tuttuğun bakki olur bir madam
işte bu tariftedir elin yemek tarifi
elbette kandıramaz âşk ehli bir arifi
biz saffı sıklaştırıp murdardan uzak dursak
güzel vatanımıza köşk kursak saray kursak
alsak İman dolu nefs versek gönül dolusu
çıksak şöyle meydana kaçar zâlim ordusu
hangi güç hangi iklim bize kin güdebilir
şanlı tarihimize kim baksa gülebilir
ahmak oldun mu derya sana dalgalar çalar
ahmak her zaman ahmak el yalar avuç yalar
kaç defadır bu sayfa pislik yalar pis kokar
insan olmayı bilmez hayvan hayvana bakar
südü bozuk soysuzlar ateşle raks ederek
gözdağı korku salar zulm çarkında dönerek
ey Devlet bu meyanda pişiriyor turşuyu
attı mı çengel çeltik alır akıldan huhuyu
bu sefer son seferi uçak motoru koptu
kuş deyip geçme sakın geldi ağzıyla kaptı
ağla dur baz morfinli akşama sefil sefil
insan böyle mi hâin böyle mi olur gafil
yine droff keyf etti biz yandık bittik külüz
saç baş yolunsun dünya biz zaten altın keliz!?!?..

vu..2018/10