"ben bilirim" isimli şiir 10.9.2018 13:31:46 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
ben bilirim siyaha çalan tüm renkleri gün yüzü değmemiş vakitlerde sonsuzluğa yol alan geceleri ben bilirim esarete sürgün tüm zincirleri paslı pencerelerde yeni filizlenmiş çiçeğin kaçıncı çığlığını çiçeksiz saksılarda büyüyen umutları ,hasletleri ,özlemleri bir orman sessizliğince unutulmuş bir ışık cümbüşünü, bir gül devrini, bir sevgi mevsimini
*
ben bilirim buzlaşmış ırmakta günahın kar suyuyla nasıl yıkandığını kıl çadırlarda donuk ellerle sağılan sütü soğukta titreyen ayaklara patik ören elleri zemheri yorgunu toprağın yara bere ellerle nasıl kazıldığını kurutulmuş etin seçeneksiz sunduğu lezzeti kar ve tipiye uğramış solgun yüzlerin nasıl kırmızıya dönüştüğünü çekilen gamı ,yaşanılan acılı yılları
*
ben bilirim ağaçsız tepelerde akşam üstü kaybolan nur seli hayalleri güneşin sırtına ince bir tül atmış kızılın yok olup da hilalin çıktığı yeri karanlığın koyusunda sükut edenlerin nasıl kanadığını yolunu yitirmiş ışıkların korkudan nasıl titrediğini sönen yıldızların bir bir pencerelerden içeriye doluştuğu anları
siyah tan yerinde kaç kez beklerken eylülü ebruli bulutların arkasından doğan güneşi dünya yüzünde görülen en güzel yüzü bir yanda uyuyan şehri diğer yanda kitlelerin ölüm uykusunu
*
ben bilirim zemheri yorgunu toprağın yara bere ellerle nasıl kazıldığını her bağ bozumunda türkü tüttüren dudaklara takılı yarım tebessümü mahzenlere yatırılmış tüm şarapların kızılını, beyazını dünya çilesi çökmüş mustafa dedenin yüzünü kar selini, baharın yelini açan şeftali çiçeğini kah parasız kah parkasız köyden göçen hasan emmiyi maziye gömülmüş uzak uçurumları
*
ben bilirim nefesi tütün kokan işçilerin koşuşturduğu tütün fabrikasını ağız dolusu savrulan zavallı küfürlerin hangi cenaha gittiğini yüreği kelepçeli kızların yedi yerinden yedi kurşunla niçin vurulduğunu sayısız kent delikanlısının düştüğü kahır dolu mahpus damını kabus dolu gecelerde iliklere nakşolmuş sancıları göğüslerin siper , canların kurban olduğu yurdu uğruna ant içilen bayrağı asker sesleri getiren rüzgarı
*
ben bilirim yetim bir çocuğun delik botları altından geçen kış mevsimlerini yüreği volkan , göz bebekleri alev, yakıp kavuran ciğer yarasını uçurtma ardında ,bilye peşinde koşarken savrulan tozu dumanı o dağı, o taşı, o toprağı o denizi o uzun uzun geceleri aynı nakış, aynı solgun renklerden annelerin bin bir zahmetle ördüğü kazakları her bayram sabahı elmas ninenin yüzü kadar temiz yaptığı her duayı mutlu hikayelerde anlatılan son elmanın son düştüğü o zamanları ben bilirim…
* redfer
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.