Web Zaman Damgası

DUT AĞACI

az önce muhabbetin geçti dost meclisinde,
iki lafın belini kıralım derken arkadaşlarla,
konu döndü dolaştı sana geldi,
bir de sen gelebilseydin ne iyi olurdu,
işte derdim, işte en can yakıcı sızım,
hayal değil, tek gerçeğim,
huzur bulduğum tebessümlerim,
sek sek oynar gibi,
havalı havalı yürüyen taze gençliğim
geri gelmiş, hoş gelmiş, sefalar getirmiş…

ah, ah, daha dün gibi her şey,
her şeyin içinde yalnızca sen,
ne de çabuk geçmiş seneler,
gelip geçerken göreyim diye,
sokak köşelerini mesken tutardım,
çılgına dönerdim bir gün göremezsem,
adını bahçenizdeki dut ağacına,
iri harflerle, kocaman kocaman,
gözüne sokar gibi,
çakıyla kazıyan bendim,
ah canım benim, kıyabilir miyim sana,
gözüm çıksın yalanım varsa,
olmadı, olmayacak senden başka eserim,
öğrendim ki, o dut ağacını da kesmişler,
ah keşke, ah keşke ben ölseydim o an,
sana dokunmasalardı…


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
13 Ağustos 2018, Isparta