"İki Kangren Şiir" isimli şiir 30.8.2019 15:28:37 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Hiç kimse görmese'de, ben şahidim Yıldızlar sana gülümserdi geceleri Sabah olunca… Şehrin bütün kuşları yüzünün avlusuna su içmeye inerdi
Önceleri, uzaktan görürdüm seni Fyrigyalı prensesler gibi belirir'din üniversitenin kapısında İnerdin son model tahtından Gözlerinde, Yedi Göllerin yedi rengi Affedilmez bir kusurdu! Gözlerine biraz uzunca bakmak Hiçbir silah, mermi diye namlusuna süremezdi seni
Ateşle barutun sevişmesiydin!
Kim bilebilirdi, kulpu kırılmış bir amforanın bizi tanıştıracağını Sıcacık bir [ italik ]merhaba[ /italik ] ile, Hacettepe denilen puslu gezegene bir gök kuşağı açacağını…
Şehrin gürültüsünden ve ateşe kesmiş bir ağustos sıcağından kaçıp sığındığımız'da o öğrenci evinin ıssızlığına… Döke saça, acemi hırsızlar gibi yağmaladık aşkı Ateş tünellerinden geçtik! Gömü bulmuş gibi saldırdık tenlerimize Diş dişe… Et ete…
Ellerin vardı; kız oğlan kız ellerin! Lahit bir kayaya çivi yazısı yazar gibi yüreğime ayrılığı kazıyan ellerin Kalbimi göğsümden söküp alırken böğürtlen toplamış gibi kana boyanan ellerin!
Çok sonra söyledin ama… Ben o gün; [ italik ]-kalamam, gitmem lazım [ /italik ]dediğinde anlamıştım karanlık pusuların seni gizlendiğini… Anlamıştım imkansız'lığımızı
Anlamıştım iki kangren şiirin, yazıldıkça acıyacağını Yazıldıkça kanayacağını
Anlamıştım... Kitap arasında kurumuş güllerin dokununca, çıt diye kırılacağını
[ italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.