"Canım Efendim" isimli şiir 12.4.2018 08:42:50 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Tüm sebep ve şartları seçen ilahi kader Mekke’nin vadisine kurdu İslam beşiği Dünya coğrafyasında bekleşiyorken beşer! Haniflik tevhidine araladı eşiği Kâbe’ydi tebliğ yeri, büyük bi’set’e davet İbrahim’in soyundan geliyordu nübüvvet
Ne büyüktü uyarı...Hem müjdeydi âdeme Hatemü-l embiya’nın nuru indi âleme
Hâk arayan insanda akılları yoklayan Hakikati putlarla gün geçtikçe saklayan Cahili gelenekle yıllar boyu dönen çark Bedbahtlıktan çıkmaya arıyordu mutlak fark Örf ve adetleriyle zarar gören insanlık Sadrın mahzenlerinden söküyordu karanlık
Ayağının sesiyle yaklaştı usul usul En müstesna zamanda doğdu beklenen resul Yorulmuş yüreklerde dönen ruhlardı bezgin Gelişiyle bahara varandı doludizgin Karakıştan uyandı cemreler hayran hayran Sindi göğüslerdeki kaskatılaşmış buhran
Gülden güzel rehası sürülüydü melteme Şevkati kol germişti Hindistan’a, Acem’e
Hitap eden lisanla en ölçüsüz tarifte Doğruluğa mihenkti çok yönlü maarifte Sığınaktı, yoldaştı, kalbi kırığa eşti O, geceye meşale, doğan güne güneşti Cemalinden uzağa düşen sayardı sıla Görmek için yüzüne aynalardı müptela
Hüzünlü iklimlerde hararet yapan deme Yağmur damlası gibi düşüyordu perçeme
Oydu, seyyid ve imam, oydu büyük komutan Oydu gönüle mihrap, özü; imana vatan Oydu geceler boyu Hakk’a kulluk eyleyen Yumuşak sözlerini ümmetine söyleyen Sabrıydı ihya eden ona ödüldü miraç Arş’ın derinlerinde oydu rabbine muhtaç!
Varlığıyla sığındı rabbinin hikmetine Ar etti çöldeki kum peygamber hicretine Ne zordu zülme karşı laf anlatmak ağyara Mudara benliklerde dönüyordu inkâra Emrolunmuş cüdada vahyin sırrı örülü Ensarın diyarına vardı Medine gülü
Ziyanda Taifliler vakıf değil mahreme İcapta geç kaldılar uğurlu muhtereme
Zalim ve fasık kalpler hala görürken rüya Mescid-i Nebevi’den ses verendi dünyaya Fazilet çemberinde ismi ile müsemma Minberinde cümleye yeniledi dilemma Adabın gereğiyle ensar ile muhacir Ümmet ve kardeşlikte kırdılar paslı zincir
Şeceresi tertemiz örnekti elaleme İlmini nakşettirdi ümmi denen kaleme
Davasını sırtlanan her bir ashab-ı güzin Yürürken Hakk’a doğru siliniyordu hüzün Ali, Zeyd ve Hatice sonra da Ebu Bekir Çoğalınca cemaat güçten düşmüştü münkir Kur’an, sünnet kaynağı beyandı El-Hakem’e İşaret etmekteydi Cibril adil hüküme
Bütün güzel huyları uyuyordu denkleme Sevgisiyse ilaçtı sancılaşmış ekleme
Sensin cihat(n)a önder dimdik geldin meydana Bedir, Uhud ve Hendek neler yazdın destana Muhammed-ül Emin’sin, geçilmeyen lidersin Kalplerde zirve yapan sevgili peygambersin Ömrün çileyle geçti süremedin hiç sefa Ey Allah’ın resulü, ey Muhammet Mustafa
Kereminle ihvanlar benziyordu çiğdeme Kıdemin ve feyzinden atlıyordu kademe
On beş asır öncesi öncüydün adalette İlmin ile ledünnü, farklısın asalette Sen yârine sevdalı özlemlerde ummansın Sen gönül anahtarı dertlilere dermansın Sendin büyülü kaynak, sendin çoşan şelale Gıpta edip açardı dağdaki yaban lale
Hürmeti ifa eden dillerdeki eyleme En güzel salatlarla geliyorsun gündeme
Geldim canım efendim biraz senle kalayım Şefaatine muhtaç boğulmuşum hicrana Parelenmiş sineyle derin nefes alayım Mahzunum yokluğundan karışmışım dumana Ardında bıraktığın sensiz bu yerler ıssız Yarın mahşer gününde bırakma beni yalnız.
Nezahat YILDIZ KAYA
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.