"biliyorum-bilmektir-bilme" isimli şiir 10.4.2018 18:03:14 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
bedir gibi parlayan simanın hayaliyle kağıda kaleme sarılmış olanları yaşmaktan süzülen gamzeleriyle kalbi yaralayanları hummalı gecelerde sıcak çöllere atılanları
bili-yorum
bir leylaya deli bir şirine maşuk bir züleyhaya köle bir ışığa pervaneyi yakınlaşmayı, ilgiyi, arzuyu
b-i-l-i-yo-r-u-m
yürek yaralarını ,acıdan çığıranları hasretle çıldıranları… hicrandan gözyaşı akıtanları bağrında ateş nehri taşıyanları her damlası ah olan yağmurları… felekleri… menzilleri…
.(*).
bilmek
ölümdür, kurban olmadır, can vermedir ağzı mühürlü büyük bir fırtınanın evvelinde durmaktır azgınca akan sel suyunun önüne set çekmektir bedenini
bil-mek
altın sarısı burçakların arasın da tarla kuşlarına kanat olmaktır yasemin bahçelerinde karanlıktan sıyrılıp ışığa dönüşen güneş olmaktır milimetrekarelerinde hep aynı sevgi olan bir gönlün maşuku olmaktır
b-i-l-m-e-k
yaksın diye alevi, ısıtsın diye ateşi kandırsın diye suyu, boğsun diye ırmağı sırrın en gizini biçimlerin en güzelini başladığı yerde biten zamanı sebepleri… illetleri…
.(*).
bilmektir
parça pürçük bir akılla her şeyin en-boy-derinliğini zaman-mekan her ciheti hatırlamış gibi öyle yakın, öyle zahir, öyle ayna her köşeyi her sesi ne olduğunu anlamadan iç içe açılan ışıklı salkımlarını salkımlardan dökülen parıltıları suya değen yıldızları, havuzları, havzaları… bir rüyadan uyanmış gibi..
bil-mek-tir
rüzgar olup sevgilinin üzerinden geçmeleri titreyince gölge gibi titreyenleri sinede kendine yer beğenmişleri saçları alınlarından suya düşmüşken erişilmezcesine güzellerken, daha güzeli yokken…
son derece altın tahtları gümüş ırmakları getir deyince getirenleri gel deyince gelenleri …
b-i-l-m-e-k-t-i-r
ışıltılarını saça saça kırılan dalgaları yükünü taşıyamayan kristal bulutları yan yana duran, bir hizaya gelenleri birbirini sema eden şavkları, şuaları, tayfları yerden göğe uzanan kandilleri nurları, revnakları
.(*).
bilme
dudakların üzerinde tomurcuklanan şebnem damlacıklarını büyüsü harikulade üç gün üç gece kutsanmış aşkları lacivert aynalarda ağlayan gamlı gönlü tek tek açılan mektupları , gül kokulu son şiiri mecnunu yakanı ferhatın sırrını
bil-me
sırta vuran gecenin ayazına aldırmadan parmakların hissetmeyecek derecede üşüdüğünü kalpten gelen aksak ritimleri hissedince bir bedenin içten içe sarsılıp titrediğini ellisini aşmış bir adamın dizlerinin üzerinde nemli gözlerini hiç kapamadan nasıl yalvardığını ışıksız geceleri şeffaf gölgeleri
b-i-l-m-e
hatıraların öyle yalnız ,öylesine… yangın yeri olduğunu yeri göğü yırtarak yükselen feryadı figanı hazin hazin esen seher yelini kaybolan günü doğan ayı batan güneşi
redfer [ /italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.