Web Zaman Damgası

TOPRAĞIMA IŞIĞIN DÜŞSÜN

Yıldızlar kadar uzaktasın,
Bir nefes kadar yakınımda,
Koştum koştum da peşinden,
Sen Ay'a vardın,
Ben yine bıraktığın sulardayım…

Hatırlar mısın bilmem,
Sen söylemiştin, ben yazmıştım,
Sanki asırlar geçmiş aradan,
Nereye koyduğumu unutmuşum,
Kitapların arasında bulduğumda adresini,
Mürekkebi çoktan uçmuştu…

Giderken nasıl bıraktıysan,
Sana verdiğim sözde durdum,
Keşke sen de dursaydın yanımda,
Önce buz kalıbı gibi dondum,
Sonrası malum, yavaş yavaş eridim,
Lakin cezamı kendi ellerimle verdim,
Sadık bir köpek gibi,
Yıllardır hapisim odamda…

Sorma neler neler geldi başıma,
Labirente döndü hayatım,
Bilmem hangi kulvardayım,
Sayamadım, rakamlar karıştı,
Neyse, karıştırma oraları,
Kaç kez başıma çorap ördüler,
Duaların mı kurtardı ki,
Hadi şimdi de kurtar,
Çık, gel…

Sen gelseydin biliyorum,
Sıcak tutsun diye eldiven de örerdin,
Yine de çok sağ ol, çok makbule geçti,
Geçti vallahi, acılarım seni düşününce geçti,
Bir kere de hasretim sana geçseydi,
Yolundan sapar mıydın ki?

Korkma, üşüyen ellerimden tut demem,
Kangren oldu tüm uzuvlarım,
Bu ellerden hayır gelmez,
Köpekler eldiven de giymezler,
Tabutları da yoktur,
Yolunu kaybettiğinde rastlarsan,
Buz gibi akan bir pınar vardı,
Hani kana kana su içmiştik de,
Söğüt ağacına adını kazımıştım,
Buraya her gün gelelim diye,
Bir de beni kandırmıştın,
Hatırladın mı sahtekâr?

Sen gel, hep gel,
Hasbihal ederiz, yine gel,
Şaşmaz adres bende,
Adın kazılıdır gönül taşımda,
Toprağıma ışığın düşsün,
Hayallerime kavuşayım...


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
06-07 Nisan 2018, Isparta