Web Zaman Damgası

Mevzu Derin

hayırdır Suphi abi
dalmış gitmişsin, vizesiz gidilmeyen alemlere
gündüz gözüyle kıvrılmışsın masaya
sarılmış'sın şişeye
kara denizde filon mu battı diyeceğim
de…
senin, iskelede Allah'a emanet bıraktığın
baba yadigarı taka'dan başka bir şeyin yok
bu lebi deryada


hayr olsun
fırtına bulutları gibi kararmış bakışların
ki sen daha fırtına çıkmadan, vurmuşsun kıyıya
aslan sütümü çarptı diyeceğim
de…
sen öyle yüz vermezsin otuz beşliğe, yetmiş'liğe
ha… doğru ya…
sen bu gün manitayla buluşacak'tın
akşamdan hazır etmiştin laci’leri
sabahın köründe berberin kapısına dayanmış
çekmiştin sinek kaydı’yı


yoksa… yoksa, abi…
manitadan mı ayrıldın?
has sittir…
o çıyan gözlü roman dilberi…
yine o kopartırdı böyle gömleğinin düğmelerini
bu koca dünyayı
yine o dar ettirdi sana
değil mi?


ah be Suphi abi
sen ki, nasılda makaraya sarardın bizi
biz, jilet artığı şarkılar dinleyip
ortaya karışık acılarla demlenirken
[ italik ]“ne lan öyle, b.kunu yutmuş kaz gibi düşünüyorsunuz
bu meret neşeliyken içilir”[ /italik ] der, nasılda gülerdin


Suphi abi
biliyorum muhabbet güzel, mevzu derin
de…
bak bu şişede bitti
hem mekanda kapanıyor
İçme artık, yaraya tuz basar gibi


tamam çok seviyorsun
da…
ayıp oluyor
ağlama be abi