"Vuslat Kapısı" isimli şiir 12.3.2018 23:47:43 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Dilârâ Son şarkıyı söyleyeli yıllar geçmiş aradan Bilmiyorum kaç göçmen kuş ölüverdi bu yaradan Bense sürünüyorum hâlâ rutubetle beraber İyileşmem mümkün değil çatım aktarılmadan
Bal sarısı gözlerinden Mâtemlerin karanlığı yansıyor Hazânla yarışan ömür ziyâma Kirpiklerinin zerre zerre yanışının Dumanı işliyor garip odama Şimdi Ferhat dağları delse ne Kerem Aslı’yı bulsa ne Mecnûn olmuş bir kan akıyor damarlarımda Ne yazık ki hasret dârağacı kurulmuş şakaklarımda Keşke gözlerinin hüzün sesi akmasaydı kulaklarımda
Sana kaç düş uzaktayım soramıyorum Homurdanıyor yanımdaki zaman Kendini yankı zannediyor mekân Kanayan tebessümlerimi uzatıyorum Yüze vurulmuş kahkahalar arasından Ey sarsıntısı çığlık olan yâr Biliyorum çığ olacak çıkınındaki kar
Yine de Kısalan nefes aralarım yanıltmasın seni İstersen koşa koşa gelirim vuslat kapına İhtiyacım yok ki sevgi hapına Dilârâ Bir tuğla yapıver beni yürek yapına
Dursun Tiftik
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.