"Kapalıçarşı Terennümleri" isimli şiir 15.2.2018 14:50:20 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Bağdaş kurmuş tarihin nabzı atar taşlarda Dünün kokusu vardır atlastan kumaşlarda İstanbul'un boynunda gerdanlık misalisin Tutuşan gönüllerin aşk dolu visalisin Baktığım her köşende Fatih'in izi vardır Kadim medeniyetin, mâzinin gizi vardır Nuruosmaniye'yle dertleşir durursun sen Mâziden artakalan özge bir gurursun sen Muhayyilem yüzerken hatıralar nehrinde Her dem tazelenirsin Dersaadet şehrinde Yanık sevda türküsü, bir hüzzam bestesin sen!... Uykularımı bölen uhrevî sestesin sen!... Burcu burcu tarihin, kesme taşlara sinmiş Acılar dünde kalmış, akan gözyaşın dinmiş Düşler serencamında payıma düşen sensin Seher vakti dem diye çayıma düşen sensin Gönül çeşmenden akar hüzün Kapalıçarşı!... Mehtabı kıskandırır yüzün Kapalıçarşı!...
Lahutî bir nakkaşın fırçasında nakışsın Bu kesret âleminden sonsuzluğa akışsın Tarihin musluğundan akar da durulursun İstikbal sofrasına iştahla kurulursun Payitaht İstanbul'un ortasına düşersin Küllenmiş anıları yâd eylersin, eşersin Aynalardan akseder mavinin derinliği Ruhu kanatlandırır avlunun serinliği Tarihî Yarımada ruhunla besleniyor Sana nazar ettikçe yüreğim hisleniyor Masaldan firar etmiş bir denizkızısın sen!... Zifiri gecelerde kutup yıldızısın sen!... Alın terinin kalbi, emeğin eşiğisin Kadim medeniyetin altından beşiğidir Mâziden artakalan yangının külüsün sen İstanbul adlı kızın eşsiz kâkülüsün sen Nicedir aynı yerde durur Kapalıçarşı!... Çağları aşıp gelen gurur Kapalıçarşı!...
Sükunetin rahminde haykırışa gebesin Doğansın, doğuransın; esrarlı bir ebesin Kurşunî kubbelerin solur geçmiş zamanı Dünü görünmez kılar anıların dumanı Düşlerimi örtersin ipek bir yorgan gibi Boynuma dolanırsın kanlı bir urgan gibi Zamanın süzgecinden hatıralar süzülür Bir gün görmese seni her kim olsa üzülür Miş’li geçmiş zamandan, sonsuza akarsın sen İntizarın közüyle yürekler yakarsın sen Yeditepe üstünde görülesi her hâlin Dolunayı andırır o gül yüzlü cemalin Hüseynî makamında içli bir türküsün sen Kızılelma misali efsunkâr ülküsün sen Mâzinin limanında demirleyen gemisin Kahır gecelerinde gözlerimin nemisin Aşkla bakan gözlerde fersin Kapalıçarşı!... Çalışanın alnında tersin Kapalıçarşı!...
Nakkaşın fırçasından yansıyan nakışsın sen Ezelden yola çıkmış, ebede akışsın sen Aharlanmış yüzlerin düşersin darasını Yarası olan bilir, yüreğin yarasını Beyazıt, Çarşıkapı sonsuza akar durur Uzağına düşeni hasretin yakar durur Mecnun’un hicranına tercüman olan sensin Gözlerimden süzülüp yüreğe dolan sensin Nuruosmaniye'de zaman sanki durmuştur Köstekli saatini sonsuzluğa kurmuştur Çuhacıhan iz eyler, tarihin izlerini Zincirlihan şerefle paylaşır gizlerini Dört yanında gün boyu yankılanır ezanlar Seni tarif etmede aciz kalır ozanlar Ay gıpta eder sana, yıldız kıskanır seni Cemalini görenler bir peri sanır seni Karanlık gecelerde ışık Kapalıçarşı!... Kutlu medeniyete beşik Kapalıçarşı!...
Ey gönlümün mihrabı, sende şerefler, şanlar! Sana gıptayla bakar, esrarlı kehkeşanlar Gönül coğrafyasının şimalinden esensin Eşsiz güzelliğinle nefesleri kesensin Kadim hikâyemizi anlatan bir çınarsın Kurumuş dudakların özlediği pınarsın Kadim çağlardan beri kendinle yüzleşirsin Çağ açıp çağ kapayan Fatih'le sözleşirsin Leylâ'sını arayan Mecnûn misalisin sen Şehrengizler eskiten şehrin emsalisin sen Büyülü güzelliğin dolunayı andırır Hasretin kor ateştir, yürekleri yandırır Üstünde nice kadim devrin izleri vardır O efsunkâr simanda dünün gizleri vardır Vahdetin gölgesinde bin'i bir'de buldun sen İstanbul tespihinin imamesi oldun sen Minyatürlerden taşan masal Kapalıçarşı!... Gecede dolunaya misal Kapalıçarşı!...
M. NİHAT MALKOÇ
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.