Web Zaman Damgası

YAĞMURLU BİR GÜNDÜ

Sizin oralarda şimdi kar varsa da bilemem,
Bizim buralara bardaktan boşanırcasına,
Öyle çok yağmur yağıyor ki,
Rüzgar eşlik ederken yalnızlığıma,
Canım hiçbir şey yapmak istemiyor,
Bir de uyku bastırıyor ki sorma…

Halim ortadayken, en keyifli tarafı da,
Aniden çıkageldin, sevinçlerim oldun,
Hayale dalıp dalıp, baktıkça gülen resmine,
Sabaha kadar gözlerin konuştu, ben sustum,
Islatan yağmur muydu, sen miydin,
Elimi yüzüme götürünce anladım…

Bilmiyorum, saymadım, saat kaçtı, ben neredeydim,
Kaç kez geçip gittin penceremin önünden,
Buraya ne vakit geldin, ansızın neden kayboldun,
Kafam karıştı, işler karıştı, uykum da kaçtı,
O anda aklımdan başka neler geçti unuttum,
Bir tek sana kilitlendim, gözlerine vuruldum,
Avazım çıktığı kadar suskundum,
Yine sesimi duyuramadım, bana yazıklar olsun…

Üşüme dedim, üşüme, ya sen gel,
Ya ben bulayım seni dışarıda,
Alayım dedim, alayım kucağıma,
Islanalım dedim, ıslanalım,
Deli gibi caddelerde, sokaklarda,
Tüm şehir ıssızlığa bürünmüşken,
Merak etme, tehlikeli bir durum yok,
Girebilirsin koluma,
Yanında bir tek ben varım…

Haydi dedim içimden,
Haydi şimdi sarıl bana aşkım,
Sıkı sıkı, sıcak sıcak, ıslak ıslak öpüşelim,
Gizli gizli değil, ulu orta sevişelim,
Ama önce saçlarını savur da gel,
Dalgalansın al bayrağımız gibi,
Ak gerdanınla, ışıl ışıl,
Dizi dizi incilerinle gel,
Kapatma ama gözlerini,
Sana şöyle uzun uzun bakayım,
Sonra yağarız birlikte,
Şarkılar söyler, dans ederiz,
Sen gülersin gözlerinle,
Ben resmini çizerim mutluluğumuzun…

Bir de baktım ki, olduğum yerdeyim,
Bir yere gitmedim, gitmem ki yine sendeyim,
Mum ışığında gölgen yansıyorken duvarlara,
Ben mi küçüldüm ki, sen mi kocamansın,
Yine tutamadım elini, saramadım belini,
En iyisi yanıma gel dedim, haydi çabuk gel,
Sabır filan kalmadı, hiç gitme benden, yanımda kal,
Şu kahrolası mumu önce bir söndür,
Yanan deli gibi benim, sonra bir şeyler düşünürüz,
Dudak payını bana verirsen, nefesim canın olsun,
Yağan yağmura inat, ıpıslak öpeyim,
Sokul haydi bir tanem, tenin tenime değsin,
Kendine doğru çek, sen de öp beni deliler gibi,
Yanalım, tutuşalım, ortak olsun sevincimize yağmur,
Allah tamamına erdirsin…

Islanacaksa da ıslansın,
Dağılırsa da dağılsın örgülü saçların,
Bozulursa da bozulsun makyajın,
Hepsi senin değil mi, yeniden yaparsın,
Gülen gözler senin, ten senin, doğallık senin,
Bu eşsiz manzara, bu nefis güzellik senin,
Gitme benden, hiç gitme, sevgimle kal,
Ben senden hiç gitmedim, gitmem ki, için rahat olsun,
Şimdi şu an, şu saniye çocuklar gibi mesuduz…

Sonra bir uyandım ki,
Bu tatlı, bu büyülü rüyadan ne vakit çıkmışım?
Yağmurdan eser yok, bu gün günlerden ne?
Kimim ben, ne olmuş bana böyle, sen nerdesin?
Bir de baktım ezan okunuyor,
Yanımda da yoksun…

Değmeseydin be hoca dedim,
Değmeseydin keşke keyfimize,
Söylesene dedim, söylesene,
Böylesine delice, böylesine çılgınca,
Dolu dizgin yağan yağmurlar,
Bize bir daha ne zaman uğrayacaklar?
Babana rahmet, ölmüşlerinin hayrına,
Bizim için yağmur duasına çıkar mısın?

Haydi diyelim ki, zamanı geri aldık,
Seni hangi adresten alacağım?
Kimlerden soracağım?
İzini, yolunu hangi şehirde bulacağım?
Bir araya gelir miyiz ki?
Olmaz, biliyorum, hepsi boş hayal,
Bu abdestle her vakit namaz kılınmaz ama,
Gördüğüm en güzel rüyamsın…
Tırnaklarını geçir göğsüme kanasın…


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
21/01/2018, Saat :23.55, Isparta