"YAĞMUR TELE YAŞ DİZİYOR" isimli şiir 19.1.2018 12:35:05 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Yağmur tele yaş diziyor Gurbetele aşk diziyor Her damla su gül yağmuru Yâr bağrıma taş diziyor
Bitmeyen bir çiledir bu Güle hasret teledir bu Ele dü/şen gül/edir bu Gül yanaktan yaş diziyor
Mor dağlarda bir gül yaşar Hasreti gönülden taşar Gül yüzüne damla düşer Gözü gözden yaş süzüyor
İçim gurbet dışım gurbet Sen ben ol da buna sabret Yeri göğü saran kasvet Bulutlardan aşk süzüyor
Aşk yakarken yürekleri Sızlar göğüs kemikleri Tüm telefon direkleri Tellerine kuş diziyor
Bizim evin bal/konları Saç teline konan arı Damla damla aş/k - umarı Aşk tellere yaş diziyor
Ah canımın can tanesi Aşkların en şahanesi Damla aşkın bahanesi Aktaş eli boş geziyor
Şaban AKTAŞ 17.01.2016 - 13.25
Fotoğraflar: Şaban AKTAŞ
DUACI KEDİ
Bak ben geldim başına Oturdum mezar taşına Ninemin ninesi kedindi Atınca onu kapı dışarı Gör neler geldi başına?!
Bedduamı alma benim İyi duamı al, haber sal Tez elden torunlarına, Bir su içme yalağı Yapılsın yanıbaşına!
Yaparım günlük duanı Ruhuna Fatiha okurum Hocayı mocayı boşver Ona değil bana ver; Günlük taze ciğer Kedinin canına değer! :)
Şaban AKTAŞ 17.01.2018 - 21.01
BANA BİRAZ SENBEN GÖNDER!
Çok özledim seni bugün Bana biraz senben gönder Kaş ile göz kıyısında O minicik benden gönder
Saçın uzun bir yol olsun Tene uzanan kol olsun İçine İstanbul konsun Sana esen yelden gönder
Bir Topkapı gezintisi Biraz Haliç esintisi Martı - simit kesintisi Avucunda yemden gönder
Sevdan ile özleminden Tatlı şirin sözlerinden Kahve diye gözlerinden Aşk ile o demden gönder
Kar yağarken dere tepe İstanbul ol Yeditepe Soyun da gel sereserpe Bana biraz senben gönder
Şaban AKTAŞ 18.01.2018 11.58
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
1 saat · SENDE BU KABAHAT!
Ne var ise dışarıda uçuruyor rüzgâr Ürkütüyor uğultusu Gökyüzü bulutsuz Alabildiğince parlak yıldızlar...
Kapıdan dışarı adım bile atılmaz Merhameti yok ayazın Buz kesiyor insanın eli ayağı Böyle günlerde çekiliyor Özlemi dört gözle o sıcak yazın...
Nerede Temmuz, Ağustos Yanardı ortalık cayır cayır Şimdi zemheri ayındayız Karakışın tam ortasında Antalya...
Şiddetli soğuğu karların Dağlardan ovaya indi Felâket haberleri geliyor Aç televizyonu bak Sular altında kalmış İzmir, İstanbul, Zoguldak!
Sokaklarda Paçalarını sıvamış kadınlar Dalma çekmişler Otomobiller ile sel sularına...
Ah sevgilim ah; sende bu kabahat Çekip gitmeyecektin bu kentten Sensiz havaların tadı yok, Karadenizde inanılmaz hasar Akdenizde beni fırtınayla ayaz basar
Çatıları uçuruyor yokluğun O yüzden uyanıkım Kırpmıyorum gözümü Sabahtan akşama Akşamdan sabaha kadar... :)
Şaban AKTAŞ 19.01.2018 - 00.59
Şaban Aktaş 17 Ocak, 22:33 ·
YALNIZ SENİN AŞKINA
Yalnız senin aşkına Talip olurum ancak Sana sahip olunmaz Sahip olursun ancak!
Han ben isem hancı sen Yüreğimde sancı sen Derdimin ilacı sen Tabip olursun ancak!
Kovanımın arısı Yüreğimin yarısı Sana kaldı gerisi Habip olursun ancak!
Şaban AKTAŞ 17.01.2018 - 23.33
Şaban Aktaş, 17 Ocak, 21:25 ·
Lirik şarkılarım
ANAFOR
İçimde bir anafor Ne haldeyim bir bilsen Bana değil ona sor Kâlbimin sahibiysen?!
Gülün yaprağı pembe Bir arzum kaldı sende Aşk tarumar edende Anlarsın sahiciysen?!
Deniz karşımda durur Dalga dalga aşk vurur İçim sanki kudurur Kâlbimin sahiliysen?!
Gülün yaprağı pembe Bir arzum kaldı sende Aşk tarumar edende Anlarsın sahiciysen?!
Şaban AKTAŞ 17.01.2018 - 22.27
GÜLÜMSEYEN ESİNTİLER
HOP DEDİK, Bİ DAKKA!
Saklamaya gerek yok ki Herkes bilir kimliğini Ne mal olduğunu Yeryüzünde Tanımadığın, bilmediğin Adım atıp kapısından Yüzünü görmediğin Nice beter hainler var!
Ne sanıyorsun kendini Senden binlerce yıl evvel Tanrıyı keşfetmiş(!) Onun için gökyüzünde Yarattığı periler, cinler var(!) Yaratandan üstün müsün(!)
Ah bilsen aranızda Şeytana bile Pabucunu ters giydiririr Kendini ilâh zanneden Ne hinoğlu hinler var; Akılları götte göbekte, Onlara avlama(!) Bize de havlama sırası!..
Söz köpekte; Kalkmış kendini bilmez biri İnsana "Köpek!" diyor; Hop dedik, Bi dakka beyim Bizi karıştırmayın işinize; Hele deyin Benim size benzeyen Var mı herhangi bir şeyim, Neyim var neyim?!
İlâhlar mı; illallah İnsan olan insana Yüzbin kere maşallah Ademoğlu bir gün Bırakır iki yüzlülüğü de Aslına nesline sadık Hayvan gibi adam İnsan gibi insan olur inşallah!..
Şaban Aktaş 17.01.2018 - 13.56
ARKASI GELMESİ GEREKEN DÖRTLÜKLER :)
GELİNCİK ŞÖLENİ :)
1) Gelincikler açılmış Ovalara saçılmış Çiçeklerin içinde Gül en güzel seçilmiş
2)
Her mevsimin ayrı güzel Sevemem ben gayrı güzel Senden başka hiç kimsenin Yok bana bir hayrı güzel!
3)
Eflatun kırmızı pembe beyaz mor Sen gelince gelincikler açıyor Olmuyor sevdiğim sensiz olmuyor Hasret gecelere delik açıyor
4) Sensiz göze alamam Çok sarp dik yokuşları Tut elimden sevdiğim Uçsun martı kuşları
Birlikte süzülelim Gülelim üzülelim Tellere dizilelim Sanki gurbet kuşları
Kolun yana açarsın Kanatlanır uçarsın Güle konar geçersin Öter bülbül kuşları
5) MAVİKENT SEVDASI
Bir taşın koyağı olur Tohum orda hayat bulur Doğanın kıyağı budur Kainata şaşar insan?'!
Deniz ile gökte mavi Her yer mutluluğa havi Sensin bütün neşem sahi; Mavikentte şaşar insan?!
Şaban AKTAŞ 14.01.2018
6) Mor dağların etekleri Mis kokulu çiçekleri Sanki gönül bal arısı Senle dolu petekleri
Not: Pazar günü dağları gezerken aklıma gelip, bir yandan fotoğraf çekip, bir yandan yürürken not aldığım dörtlüklerdir. :) Çalışılacak ...
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.