"irtifa..." isimli şiir 30.3.2019 04:23:09 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
[ italik ][ikiyanayasla][12.11.2017 22:05:12] ibadete hasret mabed gibiyim ne gelen var ne kılan namzet seyirlerin şehri gibiyim uçurumdan yıkılan...
ayini unutulmuş kilise kadar sessiz değiştirilmiş incildi inancı binlerce yalan söyledi belki seve seve inandı yahut bir mücevher gömülüyor bağrında çığlıkları babilden duyulan kesilen başların sökülen yüreklerin feryadı kulağında pelesenk inanmıyorum yazdığıma yaşıyorum...
hayır hayır sanırım ölüyorum... hakikat çerçevesi kıyısında yürüdüğün kıyamet seni uçurumdan iterken ki o tablo ölümsüzlüğü oluşturan bir anı en çok ölümlü yanı içinde binlerce istekler var bir bir iplerini bıraktığın seni alıp kurtarır gibi girdabin içine gömen...
sahi samimi bir cellat ne kadar aşk adamı olabilir ki sus şimdi dinle dilin nabzını celladına aşık bir asrın tükenmişliğinde seviştiğin binlerce acı ben bir ruhun tabibiyken en cinayetli saatlerini karanlık karanlıkları saklayan vecdin ölme deyip duruyorsun ya hani ben ölmüyorum öldükçe çoğalıyor içimdeki benleri içinde ki senleri bir bir toprağa gömüyorum...
lisanım akrep zehri muhabbeti bir girdap insanım biraz belki başka bir yanım harap şahidim benliğime failim senligime bir yanım fevci belki başka bir yanım serap bir kadınım bir erkek biraz cesur çok ürkek bir anayım buna ek bir yanım sair baba...
ben bir mermer kapıyım zorlama ile anmaz ben bir eriyen hanım hiç bir zaman yıkılmaz...
hanların da bağlıdır başıboş binler atım ben ki yürüyen toprak ben ki bir ince katım...
mahşerde sorgu sual geçilmeyen sıratım arasatta liyaki güz görmeyen fıratım...
binlerce nemrut beni benliğinde kaybetti ulaşılmaz dağlarım en ukala sanatım...
en gaddar kelimeler acımasızca geçer içimde binlerce ben her biri şerden geçer...
sırrın zehri acıdır anlayan serden geçer anlamayan bedenin o pis suyunu içer...
zatında şuur bilmez kalem denilen o kör başladığı her nokta her bir satırı nankör...
saat vurur geceyi saydırmaz bin heceyi ben asil bir yokluğum varlıksız bir peçeyim...
nereye sığar bu yük zerre küreden büyük...
can-i
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.