"YAĞMUR - NURULLAH GENÇ ŞİİRİ" isimli şiir 13.4.2018 12:56:08 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
I. Rahman ve rahim olan tek Allah’ın adıyla Amine’nin düşünden, o nurdan kanadıyla Konar sanki üstüne, o Ebû Kubeys dağın Boz bulanık bulutlar çekilir darmadağın Gecenin örtüsünden endişeler sıyrılır O ki daha doğmadan, bir babadan ayrılır. Kundaklanırken sabi, bir anne kucağında Yıllar yılı nefesi, öksüzlük dudağında O Aziz bir anneden kutlu doğan yetimdi O Asr-ı Saadet’te doğan hürriyetimdi.
II. Silkelendi şehirler, girdabın kuyusundan Asırlardır uyurken gafletin uykusundan Bir kutlu nefesiyle, ateşler sönüverdi. Putların saltanatı tersine dönüverdi Bozulurken o gece İblis’ in tertibatı Kesildi müşriklerle büyülü irtibatı O gece de yalanlar kuyusunda paslandı Öyle evlat ki gelen, ümmet ona yaslandı Aydınlık yarınların kapısını açan sen Yüzünde nurlarını ışık ışık saçan sen.
III. İki cihan sultanı, âlemler efendisi Daha bebekken oldu, elemler efendisi Yetimliği boynunda sanki yağlı urgandı Hüzün ki yüreğine örtülmüş bir yorgandı Süt annesi olmaktan, kadınlar kaçıyordu Bir Halime elini kısmete açıyordu Gelip nurlu yüzünü sürünce söndü harlar Zemheriyi ısıttı, onla geldi baharlar Gölgesi hasretinden buluta düşman oldu Ona diş bileyenler sevgiyle pişman oldu
IV. Annesinin ardından, amcasıydı yoldaşı Bir gölgenin altında dinlenirdi hep başı Çocukluktan gençliğe neler gördü ki neler Kaç kervan başındayken dinledi bahaneler Esrarının uğruna ona sofra kuruldu Nutku durdu Keşiş’in, nübüvvetten vuruldu ‘’Oku’’ emriyle bir gün çınlayacaktı Hira O kutsal kitabından okumuştu Bahira Gözlerindeki nişan, ele verdi emindi. O Ahmed’i Mahmud’u Muhammed’ül Emin’di.
V. Hatice’nin kalbinde aşkın dilsiz haliydi Gözündeki bulutlar suyun selsiz haliydi Bu sevdanın çölünde kördüğümdü yürekler Sadakat ummanına çekilmişti kürekler Goncalar kervanına ilk katılan eşiydi Son nefesine kadar vefanın beşiğiydi İlk ayet ateşinde, örtülere bürüdü Nereye çıkarsa yol, hep izinde yürüdü Cennet kadınlarının şerefli annesiydi O nur Nebi’nin canı, o ki ilk gözdesiydi
VI. Şerefli görev ardı, başlar kutlu çilesi İlk inananlar sanki gökte kandil şulesi Yanar durur ard arda, cehaleti gömerler Ebubekir, Ali, Zeyd, Osman’lar ve Ömer’ler Kızıl kızıl yanarken küfrün korkak ateşi ‘’ Allah” der baş kaldırır, bir Bilal-i Habeşi Hak yolda vurulunca, ilk şehitlerin başı Ammar’a nasip olur, bu sevdanın gözyaşı Uğruna vazgeçilen, ne kutlu bir yoldasın Ey sevgili Efendim, ne mutlu bir yoldasın.
VII. Yıldızlar ışık saçar, saadetin çağından Bir istikbal çağrısı, yükselir Nur dağından, Gönüllüler ordusu, güllerini kuşanır Bir yol var ki çizilen, ta cennete uzanır. Dikenler en yakından kalplere dokunurdu Cahiller listesinde, Cehil’ler okunurdu Takılırken ciğeri, Habeş’linin ağında Heybetin adı Hamza, vahşetin mızrağında Gül Resul’ün amcası, şehadetin tahtında Ne hüzünlüydü affı, uzak olsun bahtında
VIII. Vuslatın perdeleri çekilirken aradan Habib’ini çağırır, semalardan Yaradan Senden önce gelenler, seni imam kıldılar Müjdeleyen Nebi’ler, senle namaz kıldılar Davete iştirakle, adımladın miracı Huzur-u Kibriya’da kalmadı hiç aracı Ne şerefli bir selamdır, Allah ile selamın Ve Cibril de geride, şahit kıldı kelamın Vuslatını sığdırdın, secdeler sonrasına Bir selam ki göklerden, Tahiyyat arasına
IX Âdem’den bu günlere hasretin adı Nebi Çektiğin o çileler, hak davanın sebebi Topraktan hürriyete kavuşturdun kızları Şan ve şeref tacıyla savuşturdun kızları İnsanın onurunu baş üstüne çıkardın Kadını emanetin o büstüne çıkardın Keşke yüzünü gören, sevdiklerin olsaydık Seni bir görmeyince, güller gibi solsaydık Hasretin ki kalplerde, aşkın baki dilidir Umut yurdunda yanan, şefaat kandilidir
X. Her vakit hak emrinin, secdesinde kurulmuş Binlerce selam göçer, üstü salât vurulmuş Baştan sonraya giden, hep özleyen ümmetiz Diller seni ikrarda, düş gözleyen ümmetiz Belki gelirsin diye hülyalarda salındık Gelmediğin gecede, uykulara alındık. Kışın baharı varsa, gelsin bahar kıştayız Büyük vuslat gününde, o sevdiğin yaştayız Sonsuzluk ülkesine salınca can kuşunu Sancağının altında aç bize ağuşunu.
Huriye Erdugan
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.