"KÖYE İLK TELEVİZYON" isimli şiir 23.12.2023 13:48:34 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Serin mi serin bir bahar günüydü Sarmıştı etrafı papatyaların kokusu Yankılıyordu kekliklerin yürek parçalayan sesi bağ bahçelerden İnip kalkıyordu kuşlar yemyeşil ekinlerin içinden
İyi hatırlıyorum öğleye doğru Toz duman içinde Durdu dedemin evi önünde Kırmızı eski bir minibüs Önce indi amcam Arkasından dedem Gelmişlerdi Nizip'ten Açtı dolmuşun arka kapısını şöfür Kucakladı koca siyah beyaz televizyonu Koydu odanın ortasına Süsledi televizyonu nenem Bir gelin gibi Amcam üç gün ayarladı ancak antenini
Akşam oldu mu yavaş yavaş damlardı odaya Bağ bahçeden dönen köylüler Adettendi Otururdu aşağıya küçükler Büyükler ise az yukarıda olan minderlerin üstüne Bağdaş kururdu kimisi Kimisi de sırtını dayarlardı bembeyaz yastıklara Çıt çıkmazdı başladı mı haberler Bıkmadan usanmadan Seyrederdik TRT'yi her gün Başka kanal yoktu zaten
Sürülürdü köze yemen kahvesi Kokusu sarardı bütün odayı Verilirdi önce büyüklere Daha sonra askerlik yapanlara Nedense verilmezdi kadınlara
Sonra içerlerdi Adıyaman'nın altın sarısı tütününden Dumandan sararmıştı bıyıkları büyüklerin Öksürenler de olurdu arada bir
İrfan GÖRGÜN
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.