"NAAT" isimli şiir 30.10.2017 00:38:39 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
[ italik ]Arz mescit, Mekke mihrap, Medine şanlı minber; Şol tevhit miracının önderi son Peygamber, Rahimden kabire dek hayatı kare kare, Her açıdan karine delil isteyenlere…
Kâhinlerin kesinkes tanıklığıyla el-hak, Görünmez varlıkların muştuladığı ulak; Bedeni hoş kokulu gül remziyle bezeli, Maddesi manasıyla özgün erkek güzeli.
Düz meşrebe aşikar, sır meşrebe dolaylı, Evren-giz imalarla özü sözü onaylı; Daha görev emrinin bülûğuna ermeden, Uz ahlakın timsali olagelmiş dembedem.
Ebedi mutluluğun örnek insan tarifi Ve sonsuz mağfiretin ahir zaman kaşifi, Öz muhabbet ehline rahmet timsali önder, Davasının aynası yaşantısıyla rehber…
O tuba ağacının çürütülemez kökü, Gıdası maveradan nurun ala nur çünkü; Akıllara tebelleş açmazların çaresi, Hilkat soyağacının en gözde semeresi.
Akla hitap ederken ruhları da eğitti Ve hepsinden en zoru gönülleri fethetti…
Alışkanlık kesp etmiş sapkın geleneklerin Yerine himmet Huda ulvi yeteneklerin, Geçmesini sağlayan inkılâpçı Yalvaç’tı, Aldığı neticeyle bizatihi Miraç’tı.
Onca hile, pusuya başvuran aymazlara, Riyasız ve yalansız galipti açık ara; Devasa düşmanlarla pervasız uğraşmıştı, Duru bir içtenlikle hedefe ulaşmıştı.
Hatemü’l Enbiya’nın manevi şahsiyeti, Sanki varlığında cem insanlık haysiyeti; Öyle bir gelecekten dem vuruyor ki dünde, Evvel ahir şu Dünya derdest ayet hükmünde.
Neciyiz, nerden geldik, nereye gitmekteyiz, Sorularına karşı, en doyurucu vaiz.
Haber verdiği Zat’ın hudutsuz ülkesinde, Yerküremiz handiyse nokta mesabesinde; Zerreden evrene dek her şey dönmekte çarksız, Hayat kaynağı güneş mum şulesinden farksız…
Şimşek ışımalarla lazer hükmünde çerağ, O hidayet güneşi nova ziyalı dimağ; Bütün insanlık için özden özet bir özdü, Evreni perdeleyen muğlâk tılsımı çözdü.
İrşadından nasipsiz âlemi seyreyleyen, Nefsinin ekseninde cismini fikreyleyen, Ayrılık sillesiyle düşkün, şaşkın, derbeder, Çatmaya bikes arar, gölgesiyle harp eder.
Sanır ki, tüm varlıklar birbirinin rakibi, İnsan insanın kurdu, diş biler yamyam gibi; Beterin beterinden kaçınma davasında, Dünya bir matem evi, hortlak istilasında.
Bütün bu kemterliğe O’nun nuru düşence Hakikat mihverinde özgürleşir düşünce… Gam ve hüzün cezbeye dönüşür düşman dosta, Ebedi şifa bulur onmaz sanılan hasta.
Meyyit somurtkanlıktan kurtulur mümin çehre, Şartlarını olumlar, panzehir olur zehre; Zikir, şükür, niyazla yâre yardım peşinde, Şekvacı kimsesizlik pişer aşk ateşinde...
Bir takva libası ki, asla eprimez, solmaz; O’nu rehber edinen, ebeden pişman olmaz; Her dem yeni ve diri sünnetiyle müsemma; Başka bir örneği yok her çağda hüküm-ferma.
Muhammet Mustafa’ya Habibim diyor Allah; Bilge-can kalben bildi, aşk kelam Resulüllah… Arz mescit, Mekke mihrap, Medine şanlı minber O tevhit miracının önderi son Peygamber…
[ /italik ]
YUSUF BİLGE
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.