"ULU AĞAÇLAR" isimli şiir 24.10.2017 10:01:24 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Saçı sakalı birbirine karışmış ağaçlar vardır meşeler, çınarlar sedirler kimse bilmez onları rüzgâr ile dinlenir efil efil kuşlar ile seslenir kendi yağı kendi tuzu ile kavrulur kendi sisi kendi rüzgarı kendi tozu ile savrulur kendi toprağından beslenir Toroslar'daki Türkmen Kocaları bilgeliğin hocaları gibidirler...
Her birinin ayrıdır hikayesi hem Tarih anlatır hem Hayat Bilgisi ömrü uzun, sesi yıldırımlar kadar gür derin soluklu başı dik ve özgürdür!
Her dağın bir ardı her ağacın dağlar gibi kendine göre dumanı, derdi vardır yoktur kağıdı, kalemi, silgisi ulu ağaçların gövdesindeki iç içe geçmiş, gittikçe genişleyen yaş halkalarına bak ezberindedir hepsi Kaf Dağ'ından masal gibi sana bir bir söylesin!
Birisi 'çatı kirişidir' diğeri kapı girişi ağaçlar da insanlar gibidir dağlarda dünyaya gelişi ve gidişi...
t/atmış bir kez esareti kırmış ağzındaki gemi boşanmış dizginlerinden bu at kimin olabilir ki gem vurmaya cesareti; artık gem almıyorum dem alıyorum; aşk demi!
Şaban AKTAŞ 23.10.2017 - 01.24
EVRENİ IŞIKLA SÜSLEMEK İŞİM
Evreni ışıkla süslemek işim Işığın özünden geçip gelmişim Hem ay hem yıldızım, hem de güneşim Yâr senin gözünden geçip gelmişim
Tek bir bedendeniz der bu bendeniz Sen ben işte biziz, biz de sendeniz Birleşiyor aşkla gök, dağ ve deniz Zamanla mekandan geçip gelmişim
Hicran ateşiyle dertlendi sazım Yedi kat gökleri deldi avazım Hasretle tıkandı, yandı boğazım Derdi derman diye seçip gelmişim
Işıktan var olduk, sonra yâr olduk Dumanlı dağlara düştük kar olduk Aşkın ateşinde zülfikâr olduk Ali'nin elinden geçip gelmişim
Dört kitaptan evvel sorulsun halim Aklı evvel bilip yorulsun alim Atıp da tutmasın boşuna zalim Ben Hak'kın sırrından geçip gelmişim
Aşk ile ışıktır O'nun ilk yüzü En yüksek sıcaklık Tanrı'nın gözü Karanlık maddedir; ikinci yüzü Geceyle gündüzden seçip gelmişim
Aşık Aktaş geldi geçer dünyadan Can kuş olur bir gün uçar rüyâdan Aşktan gerçek murad geçmez hülyâdan Ateşi su gibi içip gelmişim...
Şaban AKTAŞ 22.10.2017
KARLAR ÜLKESİ
Sensiz çekilir mi dağların yolu Yollar yağmur boran kar ile dolu Kar altında kalan bir yaban gülü "Gülüm!" dedim sana eridi karlar
Hasretin sıcağı bastı dağları Yanıp da tutuştu gönül bağları Eriyip de aktı yürek yağları Çığ düştü başımdan yürüdü karlar
Eksilmez başımdan gülün gümanı Yoktur bu sevdanın dini imanı Sardı yine dağı hasret dumanı Sel oldu dağları sürüdü karlar
Karbeyaz ellerin kar bildim seni Başımda duman efkar bildim seni Gözden akan pınar yâr bildim seni Bir çığlık sevdayla yürüdü karlar
Karlar Ülkesi'nin Kar Güzelisin Gece gökyüzünün Ay Güzeli'sin Doludizgin sevda, Tay Güzeli'sin Aktaş'ın başını bürüdü karlar
Yeleni rüzgârla sürüdü dağlar
Şaban Aktaş 22.10.2017 - 07.40
Fotoğraflar: Şaban Aktaş (LİKYA AURALİS)
SAÇLARIN BİR DELİ/ORMAN
Ormanın ardında tepesi dağın Saçına bağlanmış tokası dağın Saçın deli orman, ben dağlardayım Nere uçup gitmiş gül darmadağın?!
Saçların bir deli ormandı senin Kumral buğday başak harmandı senin Yanağın gül açar, gülistan tenin Savurmuş gülleri yel darmadağın
Ay gerdanda yüzün incidir parlar Her ayın Ondördü yüzün yuvarlar Sensiz kapkaranlık hüzün duvarlar Dağılmış odalar gel darmadağın!
Hem yürüdüm hemi de yazdım Adım adım sana türküler düzdüm Akan pınarlarca gözünü süzdüm Hem yanıp hem sönmüş kül yanardağın..
Şaban Aktaş 22.10.2027
EL EMEĞİ
Elimin emeği toprağa geçmiş Yazlıkta diktiğim gül yine açmış Sonbahar mevsimi pür neşe saçmış Zaman seni geri yolladı bana!
Görür görmez seni gül ile andım Senden ayrı geçen günlere yandım Ben bir deliymişim; aşka inandım(?) Gülüm zarfsız mektup yolladı bana
Tomurcuk gül açan gönül sevdası Gamzesi gül destan, bülbül yuvası Yüzün gül gülistan cennet havası Zülfün tel tel türkü yolladı bana
Şaban AKTAŞ 23.10.2017 - 16.49
YAYLA HAVASI
Çektim havasını, suyundan içtim Ben bu yaylaların serinden geçtim Dağlar gibi başım yel efil efil Bir dağdan bir dağa yel olup geçtim
Her dağın başında sisi dumanı Kendine göredir derdi gümanı Ardından gün batar göçme zamanı Yanardağlar gibi kül olup geçtim
Soğur yanan kömür, küller zamanla Külden güle döner ömür zamanla Ölenler dirilir, gelir zamanla Samanyolu'nda bir gül olup açtım
Aktaş sular gibi dingin ve berrak Zerresi küll'le bir, kir benden ırak Kâlbini su gibi toprağa bırak Kardelen çiçeği gül olup açtım...
Şaban AKTAŞ 23.10.2017 - 16.17
HATASINI GÖRÜP ANLAMIŞ GİBİ
Hatasını görüp anlamış gibi B/aşka çıkış yolu kalmamış gibi Sevmeyi denemiş olmamış gibi Gelgitler içinde kalma güzelim!
Yaşın çok genç daha anlar gidersin Haline bakar da damlar gidersin Öğrenene kadar gamla kedersin Başını dertlere salma güzelim!
Aşk inan herkesin harcı değildir Sevişmek başka şey aşk başka şeydir Aşk dersen başını güneşe değdir Yanlış hayallere dalma güzelim!
Kendini hor görüp başın eğdirtme Hoyrat eli gonca güle değdirtme Her gülüm diyene, kendin sevdirtme Aklımı başımdan alma güzelim!
Başın eğik tutar dolgun başaklar Kolayca yolunur dipsiz saçaklar Elden dile düşer, gizli kaçaklar Sen 'Yasak Elma'yı çalma güzelim!
Canın ne istiyor, tenin söylesin Gönlün ne istiyor, dilin söylesin Dilin dediğini, elin eylesin Yavan suya kaşık çalma güzelim!
Saat Onüç, Onüç; uğursuz an mı Sana ayırdığım boş bir zaman mı Söyle gerçek aşk, mı yoksa yalan mı Sevdiysen gerçekten salma güzelim!
Kupkuru dal gibi kalma güzelim!
Şaban AKTAŞ 23.10.2017 - 13.13
BAKARKÖR
Gündüzün bitip Gecenin başladığı zamandı Renklerin flû Eskimiş aşkların ise Eskisinden de Ulu olduğu andı Sana açtım penceremi Gör dedim sana; Bunlar gökkuşağı renkleri Fakat sen göremedin Ya da görmek istemedin Ne yapayım Zorla gözüne sokamam ki 'Kör!' dedim sana içimden, bakarkör!..
Şaban AKTAŞ 23.10 .2017
AK/TAŞ'IN KÂLBİ
Taşın bile kâlbi var Ağacın sevgilisi, Seni sevdim seveli Oldum bir aşk delisi... Şaban AKTAŞ 22.10.2017
HAM MEYVE
ne güzeldir ahlat ağacı yeşil beyaz ilkyazda çiçekli gelin gibi seyrine doyum olmaz! ya meyveleri, erginini ye yiyebildiğin kadar dolgun ve olgun ye beni der sanki yedikçe yiyesin gelir tadına doyum olmaz! ya hamı boğazını tutar, su yoksa bir yudum boğar mı boğar adamı!
Şaban AKTAŞ 22.10.2017 - 22.58
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.