"Akşamın Kızıllığı" isimli şiir 7.10.2017 01:01:26 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Güneşin altın saçlarında uyandığım bir sabah seni özledim sessizce öylesine usul usul değil, ansızın unutulmuş gibi belki ; damarlardaki kan nasıl yürüyorsa parmak uçlarına öylesine özledim
ışık sacarak oracıkta duran eski bir tapınak gibisin pastoral manzara olduğunu söylediler düşsel ovalara gün ışığının düşüşünde antika sütunlar ve mezar taşları içinde kaybolan yitik düşlerim gibi
özledim kır çiçeklerinin ıssızlığını ah çeken bir kumrunun sesini, özledim özledim, seni ilkbaharda loş filizlenen çimenlerin fısıltısı gibi
oysaki ; öylesine duruyorsun orada nostaljik ve melankolik histeri şeklinde bayram yerinde bir idam sehpası gibi
ve her kızıl vaktiyle yeniden gülerken idam sehpasına geçmişin acılarını hissederken bir çığlık değiştiriyor zamanı vakitsiz
sanki ; çarmıhımı taşıyorum sırtımda sessizlik ve ardından geleceklerin silüetleri düşmüş gecenin yüzüne
kemanlar ağlıyor sokaklarda öyle candan öyle yürekten ki anlamsız bir tutkuyla özlüyorum karanlığımı aydınlatan gözlerini
ve aklımda hep kalmalısın bir eylül yağmuru sonrası doğan güneş gibi hep ; aklımda kalmalısın yağlı urgan boynuma takıldığı zaman melodilerin ritminde nefesim buharlaşırken gökyüzünü saran gümüş martılar gibi…
Suskun //
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.