"YOL İŞÂRETLERİ ÖMRÜMÜN-VI" isimli şiir 9.9.2017 10:58:44 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
üzülme yavrum üzülme ebedî biçilmiş bir kaftandır ayrılık bize
ya yüreğimiz yuhalanan şu harap yüreğimiz yırtılır ve de yanar hasadını toplar her damla gözyaşının sorumludur gökyüzü kadar gürlek çağın sarsıntısından
isteyen sorabilir hüsnüyusuf çiçeğine çatlatırız sunakları hükmü kalmaz kabadayılığın, kirâlık sözün katlanmayız kaypaklığın sultasına
gariban şiirimin asal cevheri hassas cerenim şafak muştusu sevgilim ko çeksinler gümrük duvarlarını ambargo koysunlar düşlerimize
yine serpiliriz gonca güller gibi açarız zulüm içinde
27. YÜZLEŞME ZAMANI
şimdi yaralarımızla yüzleşme zamanı yana-yıkıla, döküle-saçıla yüzleşme zamanı ebû cehil soyundan herkes öğrensin bunu nurtopu gibi cümlelerle konuşma zamanı
ah, ben senin ömrünün bin dokunaklı öyküsüydüm dağ-başlarında söylediğin türkülerin bağımlısı ah, ben senin acılarının biricik törpüsüydüm
yetimliğinden ayrıcalıklı güvercinlerindi aşk senin şırıltısına sözlerinin, bakışlarının gölgesine kanadıkça kanayan dağ çiçeğiydi
hayatının en başat imgesinden vurulmuştum al bu dediğimi iliştir şimdi dalgalanışına saçının rüzgârlandır bu dediğimi savur elinden geldiğince
ıssızlığın volkan ağzı olsun ömrüme
(*): BirNokta, Haziran 2012, Sayı 125
28. ZİLLET
ömrümün zilletini gördün işte sevgilim sanki gayyâ kuyusu garâbet kumkuması daha ne söyleyeyim
bir kargalar karşımda karamsarlık âbidesi kargalar bir de doğdum doğalı bahtımı ziyan eden ürkünç çakallar
varsıllıkta gözüm yoktur, bilirsin var-oluşun özünde gezinmekti dileğim bir böcek kımıltısı bir yaprak kıpırtısı bir duru su şıpırtısı dinlemekti bilemedin
olmadı: bölünmüş dağ aşkına yarılmış yer aşkına paslı bıçak aşkına neyleyim neyleyim, dövüşemedim
apansız kör olmayı leylâk gürültüsünden kırkikindi yağmurlarına karışıp gitmeyi ne çok isterdim
29. YÜZÜN GEÇİYOR
sesimin ortasından yüzün geçiyor yüzün: yeni düşmüş çiy kokusunda
yüzünden yansıyan çağrışımları bırak, götüreyim dağ-başlarına
dağ-başları bizim eski dostumuz sır vermişiz zaferde ve bozgunda
gidelim mi, ne dersin, bekliyorlardır rengârenk kederlerin boylanışında
bunu meddahlar bir de ayyaşlar bilir böyle yaşayışlarda aşklar gizlidir
30. YERİNDE
yeri gelir kurtarır insanı tek bir şiir
etkiler insanı tek bir dize sevindirir
tek bir imge tek bir sözcük tek bir hece yeri gelir tek bir harf bile âşık eder sürüm sürüm süründürür insanı
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.