"Fransa, sanatların, silahların ve yasaların ülkesi, Çev. Sunar Yazıcıoğlu" isimli şiir 2.9.2017 16:47:41 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Fransa, sanatların, silahların ve yasaların ülkesi, Çev. Sunar Yazıcıoğlu
31.8.2017 08:52:33
Fransa, sanatların, silahların ve yasaların ülkesi Uzun zaman memenle besledin beni : Şimdi, emzireninin çağırdığı bir kuzu gibi, Adınla boşlukları ve ormanları dolduruyorum.
Bazı kere beni çocuğun diye kabul ettinse de Şimdi neden cevap vermiyorsun, ey acımasız? Fransa, Fransa cevap ver acıklı tartışmama. Ama kimse, ne de bir tek yankı cevap vermiyor bana.
Hain kurtlar ve ovanın arasında gidip geliyorum, Kışın geldiğini hissediyorum, onun soğuk nefesi Titreten bir dehşetle tenimi ürpertiyor.
Yorgunum, öteki kuzuların çayırdan yoksun değiller, Kurttan, rüzgârdan ne de soğuktan korkmuyorlar; Yine de sürünün en kötüsü ben değilim.
Joachim du Bellay (1522-1560) Çev. Sunar Yazıcıoğlu
Not: “Fransa, sanatların, silahların ve yasaların ülkesi” şiiri, şairin 1558 yılında yazdığı Joachim du Bellay’in Pişmanlıkları adlı derleme eserinden alınmıştır. Şiir, şairin Roma’da oturduğu sırada yazılmıştır. Du Bellay hümanist meslekdaşlarını metin yazarı olmakla suçlar, onlar kelimelerle oynayıp kendini bilgin sanan kimselerdir oysa şiirlerinin hiç tutarlılığı yoktur der. Bu şiirle, Du Bellay bize acısını özellikle de İtalya’nın başkentinde yolculuğunu anlatıyor. Ülkesi Fransa’dan uzakta bulunması şaire ilham kaynağı olmuştur. Aslında, Fransa'da kalan Pleiad topluluğu şairlerini ima ederek onların edebiyatta izledikleri parlak mesleki yaşama özellikle de Ronsard'a sözü götürerek krala saygılı davranması kralın da ona değer vermesi yazarı düşündürmektedir. Şiirde Du Bellay’nin yaşadığı adaletsizlik duygusu çok kuvvetli şekilde ifade edilmiştir. Eğer Fransa sanatların anasıysa şairi korumak zorundadır. Ayrıca, şairleri kuzulara benzetmekle, o kendini yolunu şaşırmış bir kuzu gibi görmektedir, sürünün en kötü kuzusu. O kendi kendine, kötü durumda ve terkedilmiş olmasının sebebini soruyor, oysa o sürünün en kötü kuzusu değildir. Öyle olunca da diğerleri için fayda sağlayan ortam yazarın haksızlık duygusunu artırmaktadır.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.