"Yer ağlıyor gök ağlıyor" isimli şiir 11.6.2018 00:08:19 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Uhud Dağı bir harp meydanı Efendim sav in Uhut bizi sever biz de uhutu buyurduğu çile meydanı Acının kor olup yüreklerin dağlandığı Uhud dağı Ben emretmeden yerinizden ayrılmayın diye buyuruyor Kainatın Sultanı Heyhat o da ne ortalık karışıveriyor birdenbire Muhammed sav öldü diye bir kara haber dağılıyor her yere Musab Bin Umeyr kanlar içinde yatıyor yerde Sultanlar Sultanına benziyor diye şehit edilmiş ermiş şehadete Kırılıyor Efendimin mübarek dişleri Dilese Allah Rasülü o kan akmadan yere inecek Allahın gazabı ilahisi Kanlar içinde kalıyor gül yüzlü cemali Merhamet timsali susuyor ve sabrediyor her zamanki gibi Allah´ım Kavmime doğru yolu göster Çünkü onlar bilmiyorlar dökülüyor mübarek ağızlarından şefkat dolu sözleri Ebu Ubeyde bin Cerrah çıkarıyor dişleriyle Kainatın Sultanının yüzündeki miğfreri Kırılıyor bir anda dişleri Can sunuyor Efendime güzide sahabileri Çıkıyor Hz Hamza Allahın aslanı Savaşıyor gözü kara canı umrunda mı Biran Vahşi hedef tahtası yapıyor Kainatın Sultanının amcasını Cigerinden vuruyor yıkıyor Hz Hamzayı Yer ağlıyor gök ağlıyor Hamza yatıyor yerde Yürek deşilmiş tanınmıyor hiçbir şekilde Uzuvları parça parça olmuş yatıyor yerde Yanıyor Efendimin ciğeri olmuş pare pare Bakıyor süt kardeşine gözyaşları dökülüyor acıyı yaşıyor en derinde Sehidini yıkıyor inciler dökülen gözleriyle Sana kurban olurum Ya Rasulallah Nasıl kıydı Sana Vahşi Radıyallahu anh Sonradan çok ettı Vahşi derin derin ah Ama oldu bir kere dönülmez yola girdi eyvah Vahşinin gün gelip de İslama girmek isteyişine Nedamet içinde pişmanlık duyan yüreğine Alemlerin Efendisi kayıtsız kalmadı hiçbir şekilde Davet ettı Onu Dini Mübini İslama Ama ..fısıldadı usulca kulaklarına "Mümkunse bana fazla görünmemeye çalış Seni her gördükçe Hamzayı hatırlar ve Sana gereken şefkati gösteremeyebilirim Böylece Sen talihsizliğe itilmiş ben de vazifemi tam yapmamış olurum"nidasıyla Vahşi artık mahsun bir sahabi adının arkasında radıyallahu anha Saklandı direklerin arkasına Görünmemek için Kainatın Sultanına Kimi zaman gözyaşlarını ceyhun etti akıttı yanaklarından aşağıya Kimi zaman bekledi bir nazar bir göz göze bakış daveti alma umuduyla Ama..olmadı..Hiçbir zaman bu olmadı Kainatın Sultanıyla bir an dahi olsa o mutluluğu yaşayamadı Canlar sunulan Kainatın Sultanının yüzüne dünya gözüyle bakamadı.. Günler geçti..Efendımız alem değistırdı Bıraktı Vahsiyi ve Rabbine gitti Vahşi boynu bükük Vahşi perişan Aradı her yerde Kainatın Sultanının bir bakışını aradı oldu yoluna kurban Museylemetul Kezzab yalancı Peygamber oldu Hz Ebubekire imtihan Mücadele cetındı bogulmalıydı küffaran Vahşi bu fursatı kaçırmadı ve mızrağıyla oldu İslama derman Bogdu küfürü muzaffer çıktı bu savaştan Kaldırdı kafasını ve dedi Sultanım Kainatın Efendisi Yaktım ben Senin ciğerini Nolur nolur soyle Benden razı mısın şimdi Belki de baktı Efendim Onun gözlerine sefkatli bir sekılde Ve muradına erdi Vahşi de Kurban olurum ben Sana Alemlerin son Peygamberi Vahşi sahabenin en düşük mertebeli sahabesi Abdulkadir Geylaninin atının burnunun ucundakı toz bile olamam dediği sahabi Büyük bir imtihandı Seninkisi Rabbim ayırmasın Seni Kainatın Sultanından ve sonsuza kadar Ona sav komşu etsin Seni
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.