"SEVERMİŞİM" isimli şiir 6.6.2017 10:14:48 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Akşamın penceresinden dışarıya bakıyorum. Yine akşam hüzünleriyle, sevinçleriyle günün demini salıyor...
Dumanlı beyaz bulutların şekilden şekile girerek, Sanki yolunu şaşırmış bir sarhoş gibi telaşlı kaçışını. Islak akşamın, yorgun güneşi bir kelebek gibi kovalayarak, Karanlığa aceleyle nasıl batırdığını seyrediyorum.
Akşam olurken hayalinin cama vuran yansımasına bakıyorum. Aslını değil toprağa benzeyen suretini severmişim oysa; Sevdim diyebilir mi toprağı insan, onun için bir kez ölürüm diyebilir mi? Ben sevdim...
Platonik sevdam da buymuş, Meğerse yaratılışından var oluşunu severmişim. İste böyle sallanarak ağaçların dallarından düşsün gölgenin yaprakları ellerime... Gövdesine seni giydirdiğim çıplak ağaçları severmişim...
Etraftaki kimsesiz evlere bakınıyorum; Sanki kapılarına kilitler vurulmuş aşkın şatoları gibiler; İster lambaları yansın, ister yanmasın gözüm alabildiği kadar çatılarını görebiliyorum. Aralarından sarkan ürkek yarasaları, kedi gibi severmişim...
Bilirim aynı akşamda kalınmaz bir kere bile, Her akşam yeni aydınlıklar getirecektir karanlıklardan insanlara. Bilirim ömrümüz geceden uzun, gündüzden bir adım kısa, Duydum masallardan benden - senden öncede böyleymiş akşamlar. Meğer uykuların ninni kahramanı akşamları severmişim...
Kışın sokaklar arasından sisler çıkar karşıma kibarca, Üflerim dumanını bacasından sigara içer gibi, Ama ben sigara içmem ki! Evlerin ormanında bir akşamın mendilini astım bir çam ağacına, Ucundaki nazar boncuğundan parlayan yolunu severmişim...
Bir kapalı odada ikimiz için, akşam akıyor dünyadan; Uykular suskun, rüyalar dilsiz, seni nasıl görüğümü hatırlamıyorum. Çünkü hiç kimseyle, hiçbir zaman böyle yatıp uyumamıştım. Teröristler bile çıksa karşıma canımdan gayri, Benden alacakları akşamım da yok! Bu devirde silahın yanında anladım ki, en değersiz canımızdır. Ben yine de akşamları sevdim...
Çamur olur karanlıklar geceleyince, sonsuzluğa bata-çıka gidiyorum. Akşamın direğine asılmış yıldızlar fener gibi, Saksıdaki çiçekler bile renklerini kokularıyla salıyor. Öpsem dudağından ağzın acı badem gibi, Sevginin açlığından vurgun yedi yüreğim, Hem elime hem de gönlüme batan dikenli gülleri severmişim...
Gözümün önüne akşamın kar gibi yağışı geliyor; Ağır ağır, buram buram tipisi de... Ay'ın güneşe göre tersinde kalan dolunayı severmişim...
Güneş burada değişik biçimde batıyor, Onun resmini benden başka kimse çizemiyor. Batan gemilerin güneşli denizini severmişim...
Yağmuru severmişim, damlasa da camlarıma kan gibi yüreğim. Beni olduğum yerde bırakır akşamlar, bir damlanın içinde bulanık. Ömrüme yazılmış bir eski tarihtir benim için ölüm; Seni özlemle geberesiye düşündüğümden, Gidişindeki zifiri karanlığını severmişim...
Kıvılcımlar uçuşuyor yananlardan, ben de yandım ki! Kırkında farkına vardım hayatın, Meğer ne çok şeyi severmişim de; Bu pencereden yeryüzüne dönülmez bir yolculuğa Çıkmış gibi seyrediyorum...
Figen ANAR / 05.06.2017
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.