"Çorba Destanı" isimli şiir 10.5.2017 20:14:33 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Yollar parke döşeli ayaklar kıvrılıyor, Her deliğe düşende, belimde ağrı başlar. Dizimden aşağıya deriler sıyrılıyor, Kurşun gibi iniyor hedefi şaşıran taşlar.
Muhteşem manzarada ruhuma renk katıyor, Karıştırıp içine muhabbet ekiyorum. Bir plastik kâsede istikamet buluyor, Burnuma yaklaştırıp kokuyu çekiyorum.
Görücüye çıkmışlar tepside dolaşarak, Hangi türden istesem, nimete şükrederim. Tavuk suyu başkadır, paçasında ayrı tat, Hassas durum olmasa hepsinden getir derim.
Türlü cins ve çeşitte seçenekler önümde, Sessizce yol arıyor mercimeğin kokusu. Sıcak simalar dolu çevremde, dört yanımda, Başucumda dönüyor tarihin her dokusu.
Heyecanla masaya ekmekler dizilirken, Zarif eller uzanıp ortama can veriyor. Özlemlerin sonunda bir destan yazılırken, Gözler huşu içinde muhabbeti deriyor.
Vuslata eren gönül, anın hazzıyla coşmuş, Esrik duygularıyla başı dumanlı dağdır. Deli taylar misali bütün engeli aşmış, Bu kutlu buluşmanın tarifi devrik çağdır.
Yaşlanan bedenimde bir sancıdır başlayan, Burkulan yüreğimle, zihnim karma karışık. Ateşlerin harında, çılgın, beyni haşlayan, Ne çorbadır inanın, ne de şu solgun ışık.
Hayaller kıskacında zamana yenik düşer, Umut başka bahara yelken açıp kışlasın. Boynumuzu bükeriz, içimiz sancı döşer, Yolumuzdan dönmeyiz yeni çağrı başlasın.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.