"CEMİL BEY VE KEDİLERİ-11" isimli şiir 13.11.2017 20:13:47 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Cemil bey, okşar iken kedinin kafasını Biraz daha düşündü dünyanın cefasını Kıyas etti kediyle kendini…ve üzüldü Konuşurken acıdan dudakları büzüldü: »Bilemezdim ki neler yaşadığını, Şekeeer!« »Her şeyin merkezine insan kendini çeker.« »Şahsından başkasını görmez, görmek istemez.« »Mutsuz olduğunda da zatını yermek istemez.« »Birazcık öylesiniz.« dedi anne adama »Çok itaatkârsınız, acıya, hüzne, gama« »Devamlı yanlızlıktan, şikayetleriniz var.« »Hapishane gibidir gözünüzde dört duvar.« »Görüyor musun Sahib, şu küçük yavruları.« »Belki onlar cevaplar, sorduğun soruları.« »Doğururken hepsini, yalnızdım kömürlükte.« »Çok zorlandım ve acı çektim şu en büyükte.« »Göbek bağlarını da dişimle kestim kendim.« »Her şeyi tek başına, yapan sadece bendim.« »Yalnızsın, zor anında kimse yoksa yanında.« »Mutlusun, biri varsa, gam ve heyacanında.« »Bir kadın doğururken yanında biri vardır.« »Vaktinin geldiğinden eşinin haberi vardır.« »Bir ebe ya da komşu, keser göbek bağını.« »Doğum anında söyler, neleri yapacağını.« »Evet bizde öyledir.« dedi yaşlı Cemil Bey »Karımın doğumunda yolunda gitti her şey.« »O acı çığlıkları, kulaklarımda hâlâ.« »Bebek dünyaya geldi ikiye çeyrek kala.« Koltuğun kenarına çıktı Benekli birden Cemil beyse rahatsız olmadı misafirden Yüzünü defalarca okşadı güzel Simya Göbeğini yaladı ve sevdi doya doya Sonra adama döndü: »İlk önce bu doğmuştu.« »Canlı doğumu beni ah ne sevince boğmuştu.« »Plasentayı yine ben yırttım tek başıma.« »O vermiş, gel de bu sorumluluğu taşıma.« »Yalnızlık, hiçbir şeyin olmamasıdır, Sahip.« »On şeyden biri noksan diye insan mustarip.« Cemil bey arkasına yaslandı bir dakika Ondan beklemiyordu bunları filhakika Tam o esna da Maviş sarıldı bacağına Çıkmak için bayağı uğraştı kucağına Cemil bey aldı yerden ve başını kokladı Yavrucak da burnuyla sevgisini yokladı »Hiç böyle düşünmedim doğrusu.« dedi adam »Keyfim kaçtı, moralim bozuldu akşam akşam.« »Görmüyoruz dünyayı, kör gibi yaşıyoruz.« »Sırtımızda gereksiz birçok yük taşıyoruz.« »Herkes bir deve kuşu, acılar da kumları.« »Bedenlerdeki ruhlar çilekeş mahkumları.« »Kimine ziyaretçi gelmez geçer de aylar.« »Çoğu zaman da yalnız içilir evde çaylar.« Kedi: »Devekuşu mu, neye benziyor?« Sahip. »Boyu uzunca bir kuş! Bir görsen çok acayip.« »Oo, saat sekiz olmuş, yemek yapma zamanı!« »Dostlar! Gidip alayım, patates ve soğanı.« »Siz de çok acıktınız; yer misiniz pastırma? »Pamuk, ayaklarını çek, burnuma bastırma!« »Bunlar oyunbaz olmuş, baksana şuna…Yavaş.« »Bak! Düşüp bir yerini kıracaksın, arkadaaaş!« »İnin kucağımdan da gideyim ben kilere.« »Sen de göz kulak ol, bu küçük zekilere.« Anne bir şeyler dedi, yavrularına: »Mav, mav!« Hepsi birden karşılık verdiler: »Miyav, miyav!« Sonunda sıçradılar, adamın kucağından Ama bir şey hissetti bacağın sıcağından Bir baktı ki pantolun bir karış kadar ıslak Dedi ki latifeyle: »Bu senin işin minnak.« »Ulan Benekli! Yaptın yine yapacağını.« »Bir daha göremezsin Camil’in kucağını.« »Kusura bakma.« dedi Simya çok utanarak »Tuvaletin yerini bilmiyor henüz, minnak.« »Neeyse!« diyerek kalktı yaşlı adam ayağa Üstünü değiştirdi, gitmeden mutfağa Peşine de takıldı, dört kedi çocuk gibi »Hey! Hayrola nereye?« dedi evin sahibi Dolaptan büyük bir kap alıp gitti kilere »Peşimi bırakın ya!« dedi peşindekilere Ardından kavanozun camlarını topladı Birkaç kez ayağıma batar diye hopladı Yeri silip süpürdü; camları çöpe attı Bu esnada Benekli tezgaha çıkıp yattı Yaşlı adam yemeğe koyuldu aldırmadan Patatesleri soydu, onu hiç kaldırmadan
S / ÂYE (10:26) 30.04.2017 / ESKİŞEHİR
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.