"Kıskanç" isimli şiir 23.8.2019 23:11:37 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
sarışın güz yaprakları; helallik istiyor ağaçlardan beklide görüşemeyecekler bir daha ki sonbahara aylardan kasım sonları… her zamanki gibi yine soğuk Ankara pencerenin buğulu camına; başımı yaslayıp bir inşaat işçisinden kaçıncı kezdir “dalımın inciri” ni dinliyorum esmer türküler nasılda yakışıyor ayrılığa
kaçak çay tadındaydı sevda hasret kokardı burcu burcu isli lambaların altında söylenen ninniler gibi; dinledikçe yüreğin burkulurdu
şimdi nasıl anlatayım, kendimi uçurumlara vuruşumu ateş çemberinde bir akrep gibi kendimi zehirleyişimi suyu çekilmiş ırmaklar gibi kuruya kuruya yaşlı ağaçlar gibi çürüye çürüye kenger sakızı gibi ağızlarda ezilişimi
bir pusuya düşer gibi ayrılığa düşüp yılkı atlar gibi bir başıma kalırken tüfek çattım acının otağına kana susamış kuzgunlar; didikledi sol yanımı çaput bağladım tütün bastım yaralarıma
esmer türküler gibi acıya bandım ben aşkı kör kilitlerle kilitlidir kapılarım geçit vermez koyaklarım dağ rüzgarı gibi hırçındır duruşum gülüşlerim solgun yabandır bakışlarım
anlat deme... sığmaz bu şehre, sığmaz… upuzun çığlıklarım
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.