safura

Bir yanım Kafkas diğer yanım Balkan. Baba tarafım Kuzey Kafkas beyaz Türk asıllı Yakut Türkü. Büyük dedemler Kırım harbinde Osmanlının yanında olması nedeni ile Ruslar tarafından yurtlarından göçe zorlanarak Anadoluya gelerek önce Kars, Erzurum ve en son Malatya ilini kendi vatanlarına benzemesi nedeni ile buraya yerleşmişlerdir. Anne tarafım ise Bulgaristan- Mekadonya arasında muhtar köyünden (daha sonra Bulgaristana katılmıştır) Dedem Asker olması nedeni ile Osmanlının görevlendirdiği yerleri tek tek gezmiş. Yemen'den-Şam'a görev yapmış en son Ermenilerin doğudaki köylerde yaptığı barbarca katliamı önlemek için Ağrı-Kars-Erzurum-Muş-Van bu illeri dolaşmıştır. Daha sonra Malatya iline tayin edildiğinde ailesi olan annesi ve kız kardeşini buraya getirip yerleşmiştir. Ben Malatya ili Bostanbaşı köyünde doğdum o tarihlerde Yeşilyurt İlçesine bağlıydı çok farklı bir çocuktum konuşmadan yazı yazmayı ve matematik yapmayı öğrendim. Çok geç konuştuğum için ailem beni dilsiz sanmış ancak seslere tepki verince sadece iç dünyamın bu yeni alıştığım dünyaya uyum sağlamasında geçikme olduğu anlaşılmış.. İşte o yaşlarda yani henüz beş yaşında iken ilk şiirimi çok sevdiğim ağabeyime hitap yazdım. Uzun süre yazmadım ancak liseye başlayınca çok sevdiğim arkadaşıma küçük dörtlükler halinde şiir ve yazılar yazıyordum. Onun beğendiğini görmek beni adeta kanatsız uçuruyordu. Anne ve babamı aynı gün aniden kaybetmemin ardından uzun süre hayata küstüm. Yaşadığım acıyı ortada kalmanın buhranı ile yazmayı bıraktım. çalkantılı bir döneme girmiştim, ablamın yanına gelmem okulumu bitirme ve üniversite kazanıp arkadaşımın yanına gitme hayalleri kurarken çok erken yaşta okul biter bitmez aniden evlendirilip Malatya'dan ayrıldım. uzun süre kendime gelemedim çok farklı bir ortamla karşı karşıyaydım hem aile olarak hem yer olarak yetiştirildiğim yaşama tamamen zıt olması nedeni ile uzun süre uyum sağlama mücadelesi verdim ve kazandım. Aileme, arkadaşıma olan özlemlerimi kısa notlar halinde şiir ve daha çok yazı tarzında yazılar yazıyordum. Kimsenin bilmesini istemiyordum uzun süre karakama şeklinde yazdığım yazılar şiirler artık yavaş yavaş yüreğimde vücut buluyordu. Yüreğimden akıp kalemimden kağıtlara döküldü adeta ırmak misali çağladıkça çoşkun dalgalara dönüştü yazdıkça yazdım sessizce ta ki geçen yılın Mart ayına kadar rumuz kullanarak yazdığım şiir ve yazılarım bir arkadaşın tavsiyesi ile kendi adımla yazmaya başladım.. Kaleme aldığım yazılarım sadece içimde yaşattığım özlemlerime olan duygu döküntüsüydü. Hiç bir zaman kitaplaştırmayı düşünmedim. Ancak bu kadar şiir ve yazının uçup gitmesinede gönlüm razı olmadığı için bir kitapta toplamaya karar verdim ancak henüz erkendi. Biraz daha zamana ihtiyacım vardı ama bu şiirlerimiz az olması yada yazılarımın azlığı değildi esas zaman ihticımın olma nedeni sadece içimdeki birikimlerimin hazır olmasıydı.. Şu ana kadar 3000 yakın şiir ve yazılarım bulunmakta 3 roman ve 15 taneye yakın hikaye 5 anı birikimim var. Sadece karalayıp internete atıyordum ancak bazı arkadaşların uyaraıları ile derleyip kayıt altına aldığımda kalanlardı bunlar..