Bir Öykü Başlar Gül Kokulu
Gün tebessüm edince
Bakışlarında erguvanlar açar İstanbul’un Erguvani hayaller kurar Boğaziçi Çayın rayihasında Binbir gece masallarının albenisi Bir öykü başlar gül kokulu inceden ince İncelir bardak yârin eli değince Hüzün mü dediniz Resmi kaydı yok o her zaman benimle Bir bestenigâr çaya teşne dudağım Gözleri ışıl ışıl Parmakları neyden ince meclise gelince Yahut terki diyar edince En çok gül bidayetli adı yakışır Bir perinin şiirlere O yüzden biraz şairim müsaadenizle Ah zaman ne de çabuk geçiyorsun Hiçbir durakta durmadan Gül misal hayallerim eskiyor bahçelerde Eskisi gibi değil hiçbir şey Doğsa da aynı tazeliğiyle gün Bir kuru yaprağa teyellemiş yüreğimi o gül Berrak bakışları donuklaşmış Demir mazgala demir atmış hayaller Ne Leyla var ne kâkül İstanbul kadim İstanbul değil Lâkin, Nedim’in gazellerinde şuh dilberler misali Erguvanlar hasba hâlâ Etmese de tevessül Kız Kulesi esbaba Zarafetin kitabında işlenir gül misalin gülüşü İhya olur turnaların düşü Gün tebessüm edince Bakışlarında erguvanlar açar İstanbul’un Erguvani hayaller kurar Boğaziçi Çayın rayihasında Binbir gece masallarının albenisi Bir öykü başlar gül kokulu inceden ince İncelir bardak yârin eli değince… 22.02.2016 İbrahim KİLİK |