»» Üç Kuruşluk Adam ««
Yağmur yağıyor şehre usulca gökyüzünden,
Yürüyorum evime, boşluktayım hüzünden. Gecenin nemi kaçmış, gözlerim yaşla dolu, Yağmurun sakladığı yüzümle tuttum yolu. Kaybetmek hatırlattı gözümün incisini, Uyandırdım umudun musallat kincisini. Sağlam vücudum ayyaş misali sallanıyor, Sonucu düşündükçe acılar dallanıyor. Çözemedim, halat var yüreğimde kördüğüm, Kendi ipliklerimden özenerek ördüğüm. Kusurumu anlamak için düşünüyorum, Kusurum da neydi ki niçin düşünüyorum? Seçimlerimde hata olduğundan mı hepsi, Belki çok sustum, sonra sustum ve düştü tepsi. Ya da daha çok suskun anlardan işkencedir, Düşündüm ki gözlerle anlatmak çok incedir. Sözler gerekli ama apaçıktı benimki, Nedir böyle sürekli susturan nedenim ki? Onu görünce ateş dilimi döndürmüyor, Bugün yanan kalbimi yağmurlar söndürmüyor. Yığıldı dilime söz, karıştı ateş ve su, Bozulsun bu gece tüm huzurların uykusu. Nolur bir kez tasasız bir gece sunun bana, Nolur kucaklanayım atılmadan yabana. Eve varamayacak kadar yoruldum, saldım, Fener altı kırık bir aynaya seyre daldım. Görmek istediğim son şey üç kuruş bir adam, Sürekli susup bakan birini anlayamam. Neler yazmışım, aynı sonuçtan kadermişim, Kırık aynaya baktım, üç kuruş edermişim. SCKaradeniz [Mr. Lonely] |
Kalemin daim olsun
____________________________Selamlar