YİNE EFKÂR BASTIZİRVENİN KARI
YİNE EFKÂR BASTI ZİRVENİM KARI
Ele: bidâyetten nihâyetine Yazmak için kalem aldır birtanem Âdemi mevcûdat rivâyetine Sayfalara nazar kıldır birtanem Nasıl ihmâl etti canözüm canı? Âşkımız Allâh’tan cennet sultanı Bizizdir bizdeki bizim organı Cenneti alâda oldur bir tanem Yine eskârlandım zirvenim karım Sanki zemherire döndü baharım Gözlerime nursun sultan nehârım İdrîs iken şemste öldür birtanem Âlemi ervâhta kevni mekânda Kâlbime ruhumun düştüğü anda Huriler, melekler yüce divânda Cevâhirden köşke daldır birtanem Firdevsi alâda şeydâ bübülüm Şakıdıkça açan gonca gülünüm Huriler ihtirâmdayken sevgülüm Melekler cemine gelgir birtanem Bulutların üzerinde el ele Arzı hâli arzederken incele Yerle yeksan oldu homo hergele Kader defterinden sildir birtanem Silinen duygular, hisler dumura Uğrayınca bölendiler çamura Rehber-i hikmettir inci, ömüre Yakan âşktan kalan küldür birtanem Sıratı müstakimden saptığında Tağutunu kendisi yaptığında Hevâi hevesine taptığında Malûm-u liyâkat seldir birtanem Büyük dâvâların dâvâcısıda Hem ustası hemi sıvacısıda Büyük olur büyük duâcısıda Seherdeki huşû yeldir birtanem Bizi bizim ile koçakladılar Sanki: sarmalayıp kucakladılar Hasret ejderini bıçakladılar Kederin satırıyla dildir birtanem Yedi yorgan diken bir tek fistandan Acı kelek devşiriyor bostandan Elem caddesiyle kederistandan Menzil-i rahmete yoldur birtanem Yola tevcih edip yedi dervişan Dediler: sizindir ilâhi nişân Sonsuz bir muhabbet ulvî nûruşan Âşkı muhabbeti hâldir birtanem Yükselince semâvâtın kapısı Bismillâh dedik açıldı hepisi Dehrde semâvâtın yıldızlar süsü Olmasa leyl, nehar çöldür birtanem Sen ben girdabının arasatında Seyrettik semânın yedi katında İLÂHE-İSLÂMİ saltanatında Âşkın hazzı ile soldur birtanem Çiçekler içinde mormenevşemsin Her ahvâlde şartta müzeyyen şensin Fenâ fî can oldum bendeki sensin Can cana rûh olup kaldır birtanem Halkeden Halîktan bengüzârımsın Herşeyim bülbülüm can ruhsarımsın Bizi biz eyleyen özüm, yarımsın Sadefine mercan doldur birtanem Beşerdir “GALÛ”ya “BEL” diyenler Nisyân gömleğini anda giyenler Ki hevâi hevesine uyanı Gaflet deryâsında buldur birtanem Sırtında masiyet yükü vardır bil Olacak Adb çünki; Peygamber değil Lügât-ı günâhtan Nebî’leri sil Hammalı günâhkâr kuldur birtanem Bile bile elleriyle değdiği Ateştir, yakınca başı eğdiği Tağutudur hevâsının yeğdiği İster sen gülmekten çıldır birtanem Gönül gülzârında inciler için Beytullahın donu zenciler için Gönülde muzdarip sancılar için Selâmet kapısı çaldır birtanem Gafleti atarak istiğfar edip Habîbi zişânın peşinden gidip Süfyânı, nemrudu, firavnı, tedip Edince kulluğu bildir birtanem Âşkın yaşı olmaz, yazılan kader Ölmeden mutlaka tecelli eder Hasretliğin hicranından mükedder Olunca aşılmaz beldir birtanem Zerdüşün kendine alem yaptığı Sarı, yeşil, kırmızı renk taptığı Sarık sarıp mamûrları yıktığı Ebû DÜCÂNE’de (r.a) şaldır birtanem Boyununa yular yapıp taktığı Kâfîri mü’mine arkalattığı Vurup şafaklarını kararttığı Dînivar gardaşa bal’dır birtanem Senaryoyu yazanların verdiği Herzelerdi alem diye gerdiği İstenenin verildiğin gördüğü Zaman itirazı rôldür birtanem Verilipte, kapatılan gediği Hattâ istemeği de bilmediği Meclisimde düşmanınım dediği Dilini çekmemek züldür birtanem Gayri sahih nesepsizler, ayıbtır Arz-ı Mev’ud hırıltılı teyiptir Silleyi beynine vuran, Tayyiptir Koparıp attığı pildir birtanem Bellidir moskofa neden gittiği Yoldaşı potine top ellettiği I’yan: ebûceddini bellettiği Bunlar nûmûnelik maldır birtanem Yüz yıl önce ceddi; vatanı satan Tuhaf: semirdiği mukaddes vatan Yediği ekmeğe karşı havlatan Kâfirin verdiği yaldır birtanem Dişsiz yivsiz setsiz göz çark ettiği Putinin bu potindir fark ettiği Attan düşmüşü, gecer zannettiği Çivisi tutmayan naldır birtanem Haham babaları sevip saydığı Çıktığı hanala onun koyduğu Veledim demekten korkup caydığı Hergelenden süzme döldür birtanem Civciv çıkar diye ayıp baydığı Yahûdinin altlarını oyduğu Oyduğu çukura seçip koyduğu Bozulup cılk olmuş fôldur birtanem Çıkıyorda; metaı yok, pazara Yok ya bir müşteri çıksa kazara Anasını bile satar sezara Velâkin geçmeyen puldur birtanem Vatikandan projeler, plânlar Hınzırlara takılıyor kolanlar Hakîkâti ahmak öküzler anlar Bunlar çoraklaşmış kildir birtanem Ne derece doğru bilemiyorum Düşmana mülâyim olamıyorum Pazar ayînıne gelemiyorum Bu meclise mekân sal’dır birtanem Üç kıt’aya yedi deniz ekledim Düşmanlara hami olup bekledim Bin dörtyüz doksan beş sene tekledim İki şerir, göze tüldür birtanem Hükümvarken amû deryâ her kıt’a Cennette yaşadılar fil hakîkâ Hain iki hain yahudiden inkîta Başladığı meşûm yıldır birtanem Altıyüz yirmi bir seneden beri Tatbik ettikleri projeleri Tırnak kadar koydu o kadar yeri Buda selden kalan mildir birtanem Bin beşyüz senelik köklü çınarın Gövdesinden âşk fışkıran pınarın Suyun içen düşmanı dost sanarın Oğul köle, karı duldur birtanem Ebû süfyân ölmedi ki: cehil de Ebû leheb her beldede her ilde Havada, kara, deryâlarda sahilde Her yerler lâbeleb fûldur birtanem Kıpti ya firavun emiri verir Ermeni zerdüştler dizgini sürür Nemrudu fincânın içinde görür Baktığı şeytani faldır birtanem Babasına düşmanlıkta harikâ Ermenistan; seyrettiği tarîkâ Kimliğine âlameti farikâ Üstündeki şia çuldur birtanem Bunları besleyen domuz sürüsü Düzensizdir ilerisi gerisi Bu afiller, Şah İsmail çerisi Hem fodul hemide keldir birtanem Hikmeti zekât otuz gün senede Müslümanken yüz ekşitir genede Hâlbu ki: kulları cehennem’ede Cennete de katan el’dir birtanem Esrârına vakıf basarla bakan Sensin günde beş kez miraca çıkan Cenneti alâdan dünyâya akan İki nehir: biri Nil’dir birtanem Kesmek için kılıncını bileyen Pohpohlamak için herzeyi yiyen Kul’a; sen ağasın, yiğitsin diyen Bet yabani hoyrat éldir birtanem Karada en büyük fil’i yaratmış En küçüğü ondan alâ varetmiş Üstelik kanadı kisbi kâr etmiş Pire; ondan büyük fildir birtanem Düşünce de mezbelede göleğe El kaldırır Yaratandan dileğe Üçyüz seksen dört hafazan meleğe Kulun her ameli teldir birtanem Hayali korkunun adına yılan Denilmiş, yok öyle güzeli olan İnandıracağı altın tavusu bulan Mel’ûnun beynini deldir birtanem Ömrü; tasadduk uzatır, biliyor Cimri dâîmâ aç doymuyor, yiyor Veren el alandan üstün bilmiyor Lokmayı mağdûra böldür birtanem Namahremden içtinâbtır erkeklik Zannetsinler İSLÂMİ’de ürkeklik Eşini çağıran kınalı keklik Sürmeli rengârenk çildir birtanem Settâr-ı Rezzâk’a şükür eyleyen ÂŞk-ı İlâhi’yi fikir eyleyen Cennet gülzârımda zikir eyleyen Bülbülsün: İSLÂMİ’n güldür birtanem |