VE SANA DAİR AŞK
seni sevmekten bahsediyorum
ellerinin ve senin bilmediğin parmak uçlarının hem seni anımsadığımda hem bana dokunduğunda şiir yazmasından yüzündeki gözünden bahsediyorum bakışlarının zaten şiir olmuş ama ben yazmaya çalışıyormuşum gibi anlamlarında, seni sana anlatmanın tüm tanrısal manalarından bahsediyorum yani sana aşkın bi ibadet olmasından ya da semaha durmuş bir aşığın sol elini tam göğsünün ortasında tutmasından, sana senden bahsederken içimdeki bütün kara kışları ve yağmurları yakıyorum, düpedüz aşığım sana düpedüz bütün kelimeleri hizaya sokuyorum düpedüz tüm özneleri sen kılıyorum, sana senden bahsediyorum yüzünün bir yanı dağa bir yanı göğe dönük Leylaya özenmiş bakışlarından, avuçlarıma yakılacak kadar çok gece dolduran göz kapaklarından, sana senden bahsediyorum parmak uçlarına çizilmiş resimlerin canlanıp rüyalarıma ortak olmasından, mesela parmağına düşmüş bir yaranın bana düşen acısından, mesela gözlerin aynada gülümserken yüzünden geçen anlam, mesela şiire dize ararken sana iki harfi yan yana koymak başımı omzuna uzatmak yada başının omuzumda şiir olması, başını omuzlarıma yasladığında baktığım her şeyin şiir olması, mesela, bi ağacın gölgesinden bahsediyorum, yaprakları saçına yakışmış, dalları dalları kollarına sarılmış, mesela seni anlatırken sana, boynumun ortasından dar ağaçları geçiriyorum dudaklarına infaz sözü veriyorum, mesela bir çakıl taşına zafer sözü veriyorum, seni düşünürken aklımdan şarkılar geçiriyorum bütün şairleri hizaya sokuyorum yazdığım kelimelerin nakaratında, seni düşünürken velhasıl insanlığın yarattığı bütün tanrılara inanıyorum, bütün ibadetleri kılıyorum seni düşünmek adabında, seni düşünürken her nasıl henüz büyümemiş haylaz bir çocuk yaramazlığı yapıyorum, mesela seni düşünürken içimdeki bütün halkları ayaklandırıyorum bütün dillerde bir slogana özeniyorum dudaklarında es bırindarım senin gibi ve Ez ji te hezdikim , mesela bazen aynalara kafa tutan bir şair oluyorum, gelmişine geçmişine şiir yazıyorum yansımaların, aynaya yalnız bakan bir yüzün, kelimedeki yüklemi oluyorum, mesela, seni düşünürken göğsümün ortasında yürüyüş yapıyor bütün mülteci yalnızlıklar, mesela şiirimin ortasına geliyor Nazım Piraye ellerine özeniyor, ve ki bir vakit Bukowski küfürden usanıyor, mesela seni düşünürken ben yep yeni bir halk bildirgesi okunuyor, içinde seni sevmenin özgürlüğünden bahsedilen, sana şiir yazarken ben, şairler devlet adamı oluyor, bütün silahlı kuvvetler, La Fonten den masallar okuyor, mesela seni düşünürken ben, 365 gün bir güne edepsizce özeniyor, bütün mevsimler gözlerindeki mavi gibi bahar olmak istiyor, mesela seni düşünürken ben içimde içimi parçalayan şair sana şiir oluyor, mesela mesela anlamını yitiriyor göğsümün ortasında sana koşmak isteyen ve elbet ve sen ve şiir ve aşk ve yeniden başlamak ve sana ait olmak ve her kelimeye adını yazmak şiirin sonu yok ama yazılmak şairin sana göçü oluyor |