Yak/ala AşkAşk yalnız bir tanrıça yaralı ama mağrur yalnızca tutkularını yaşayan bazen ölü bir yosun gibi ümitsizce dalgaların peşine takılan bazen ayak basılmamış kumların kızgınlığına uzanan sere serpe ah nefesi ada karası sarhoşluğu dünya gözlerindeki ateşe yangın varsın yakalasın beni yak-ala ey aşk yorgun bir günbatımında yeni doğan gece gibi titremek yıkanmak yakamozun tuzunda ve kaçak mülteci gibi umuda açmak yelkenleri henüz adı konmamış ayrılıkları göze almak belki de güneşin terk ettiği akşam üstleri hüznü tenlerin yakıcı izleri avuçlarında sızıp kaldığı yüreklerde mesken tutmuş ayazlar ve ilk aşkın kollarındaki günahlara teslimiyet bir dalganın sesinde bırakmak tüm masumiyetleri yine de doyamamak aşka kum tanelerinde biriktirmek cenneti tuzlu ve ıslak Marmara’nın sularında kuyruk sallayan bir denizkızı, dip yalnızlığında aşkı filizlendiriyor durmaksızın. 09/Temmuz/2006 (Avşa günlüğünden) |
günahlara teslimiyet
bir dalganın sesinde bırakmak
tüm masumiyetleri
Harika bir şiir okudum güçlü kaleminizden yine