Fış fışçı
Yere yakın FF Küçük Ağa, kendi kaldırdığı.
Dokunmaktan hazzeder, bir metni hızlı okuyunca daha iyi anlar; Facıt da fakat değil olsun o bisiklet, İvme kazandıkça bu yolla süratlenen!... Desek akademik deneyim, bilmem kaç dikiş; Allem edip kallem edip, der: "Leen, lamı cimi yok ..." Her şeyi yapar eder, yaşar içinde de; Deneye yanıla, kah artık kah da bugünlerde hak getire. Suyu getiren aziz, sucu; yemeği pişiren Aşçı : Geçen bir sürenin ardından hareketlendiği ilkin; İşte, günlerden bir gün ve istikamet yerin altında Kızılay metro yeraltı istasyonu, daldı girdi FF Fış Fışçı : * Eti kemik geçiyor. Taş yerinde ağırdır. Bir çakma güzel deri mont aldı, o da üzerine şıp diye oturdu; Satanlar da beğendi, başka müşteriler güle oynaya gidiyordu; Torbaları karıştırmışlar, onun torbasını almışlar !... Baktı. Baktı. Sağa gitti sola gitti ve yer senden kuvvetli; Arz-ı endam dünya küre bana mısın demedi. Alıcı gözüyle bir bakışta, işte imiş metro hattı; Bir de bakmış, Ankaray da tablada alık faltaşı balık !! Çünkü sorsan kızarlar, kızmasalar da terslerce bakarlar; Bir bakıma, tabelalardan doğru’ymuş her şey; İnsan denen canlılar gülüşüp yürüyor oysa; Koşuyor terliyor veyahut koşmuyor terliyor; Orda burda dolanıyor, elleşiyor, konuşuyor ediyor. |
Cennet anaların ayaklarının altındadır...
Beğendim…
Kutlarım...
............................................ Saygı ve Selamlar.